×

Doktor Ücretleri Üzerindeki Vergi ve Sigorta Primi Maliyetine Çözüm Önerisi

ÖZEL HASTANELERİN DOKTOR MALİYETLERİNİ DÜŞÜREBİLMELERİ İÇİN YAPILAN ÖNEMLİ BİR DÜZENLEME

Kurumlar vergisi oranının %20 seviyesine indirildiği, gelir vergisi oranının ilk diliminin %15’e çekildiği günümüzde, istihdam üzerinden alınan vergi ve sosyal güvenlik primlerinin yükü ne yazık ki ülkemizde hala dünya ortalamasının üzerindedir.

Yapılan bir araştırma dünyada istihdam üzerindeki yasal yükümlülüklerin aşağıdaki şekilde olduğunu ortaya koymaktadır. 

SıraÜlkeVergi ve Prim %SıraÜlkeVergi ve Prim %
1Yunanistan44.518Danimarka27.6
2Fransa41.619İngiltere27.0
3Belçika41.020Japonya26.1
4Avusturya38.421Slovenya23.1
5İtalya38.222Çek Cumhuriyeti20.5
6Finlandiya38.123ABD20.3
7İsveç37.724Meksika19.2
8Türkiye37.425İrlanda19.1
9İspanya34.826Kore19.0
10Macaristan34.127Kanada18.7
11Almanya33.828İsrail17.4
12Estonya32.329Avustralya16.9
13Norveç31.230Lüksemburg14.3
14Hollanda30.831İsviçre9.5
15Polonya29.832Şili7.0
16Portekiz29.833İrlanda6.8
17Slovakya27.634Yeni Zelanda2.4

Kaynak: OECD, Taxing Wages 2014.  

İstihdam üzerindeki yasal yükümlülüklerin bu kadar yüksek olması nedeniyle, özel hastanelerin en büyük maliyet kalemi olan doktor ücretleri farklı şekillerde vergi ve sigorta primine tabi tutulabilmektedir.

Kayıt dışına çıkmayı göze alan bazı kurumlar doktor ücretlerini olduğundan düşük gösterebilmekte, kayıtlı resmi ücret ile gerçekte anlaşılan ücret arasındaki fark elden ödenmektedir. Elden ödenen kısım muhasebe kayıtlarına alınamadığından 2-3 ay içerisinde Kasa ya da Ortaklar Cari Hesabı içinden çıkılamayacak derecede fiktif fazlalıklara neden olmakta dolayısıyla denetim elemanlarının dikkatini çekerek inceleme riskini arttırmaktadır.

Özlük hakları, personel işlemleri, kıdem ve ihbar tazminatı gibi yasal yükümlülüklerden kaçınmak isteyen aynı zamanda maliyetleri düşürmek isteyen özel hastaneler çalıştırdıkları doktorlara mükellefiyet tesis ettirerek serbest meslek makbuzu karşılığında doktorlardan hizmet alma yolunu seçmektedirler. Bu yolla hem maliyetler azalmakta, hem de kıdem ve ihbar tazminatları riski ortadan kalkmaktadır.

Fakat bu durum da 6645 sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’dan önce kendi içinde riskler içermekteydi. Serbest meslek makbuzu düzenleyen doktora aynı zamanda sigorta tavanından hesaplanacak şekilde bir ücret belirlenerek bu yolla sigorta açısından risk bertaraf edilse bile gelir vergisi açısından risk devam etmekteydi.

Maliye Bakanlığı, düzenlenen serbest meslek makbuzlarını ücret olarak kabul ederek indirilen KDV’yi yok sayabilmekteydi.

Son zamanlarda ise serbest meslek makbuzları karşılığında alınan sağlık hizmetlerinin %8 oranında KDV’ye tabi olmayacağı yönünde raporlar düzenlenmekteydi. Gerekçe olarak da KDV Genel Tebliğ’lerinde düzenlenen tevkifat uygulaması gösterilmekteydi. Buna göre işverenin sevk ve idaresinde çalışan doktorun verdiği hizmet, sağlık hizmeti değil de iş gücü kiralaması olarak kabul edilmeliydi. Bu yolla %8 olan sağlık hizmeti iş gücü kiralaması olarak kabul edildiğinde KDV %18 olmalı ve tebliğlere göre doktora ödemeyi yapan hastane tüzel kişi olarak KDV’nin %90’ını tevkif etmek zorundaydı. Bu bakış açısından yapılan incelemelerde hastanelerin ödeyemeyecekleri, hatta ticari faaliyetlerini sonlandırabilecekleri tutarlarda vergi aslı ve ziyaı cezaları kesilmişti. Örnek olarak aylık 15.000 TL serbest meslek makbuzu düzenleyen bir doktor için hastaneye kabaca aşağıdaki tutarda vergi ve vergi ziyaı cezası düzenlenebilmekteydi;

Brüt Gelir225.000,00
KDV %1840.500,00
Vergi Aslı (Tevkifat)36.450,00
Vergi Ziyaı36.450,00
TOPLAM FARK72.900,00
  

Asgari 20 doktor çalıştıran bir hastanenin ödeyeceği vergi aslı ve cezası sadece 1 yıl için 1,5 milyonu bulabilmekteydi.

Fakat yukarıda belirttiğimiz üzere 6645 sayılı kanun ile yapılan düzenleme ile bu tarz raporların yazılmasının önüne geçilmiştir. Söz konusu Kanun’un 49 uncu maddesi aşağıdaki gibidir;

MADDE 49 – 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 10 – Kurumla sözleşmeli özel sağlık hizmeti sunucuları tarafından Kuruma bildirilen hekimlerden Kurumca belirlenen yüzdelik oran içerisinde kalan ve sözleşme kapsamı branşlarda fiilen hizmet sunan sağlık hizmet sunucusu bünyesindeki hekimlerle sınırlı olmak üzere,

a) İl Sağlık Müdürlüklerinden çalışma izni almak suretiyle ve 11/4/1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanuna aykırı olmayacak şekilde sözleşme ile çalıştırmış oldukları hekimlerden aynı zamanda fatura karşılığı hizmet alımı yaparak,

b) Bir iş sözleşmesine tabi olmamakla birlikte, İl Sağlık Müdürlüklerinden çalışma izni almak suretiyle ve 1219 sayılı Kanuna aykırı olmayacak şekilde hekimlerden fatura karşılığı hizmet alımı yaparak,

genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilere vermiş oldukları sağlık hizmetlerini Kurumca belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak fatura etmeleri hâlinde, verilmiş olan sağlık hizmetlerinin bedeli Kurum tarafından karşılanır.

Şirket ortağı olan veya mesleğini serbest olarak icra eden hekimler ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan kişiler, özel hukuk kişileri ve/veya vakıf üniversitelerine ait sağlık kurum ve kuruluşları bünyesinde hizmet vermeleri hâlinde sözleşmelerinde aksine bir hüküm bulunmadıkça bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılır. Ancak, bu maddenin yayımı tarihinden önce 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı olarak çalışılan sürelere ilişkin haklar saklıdır.”

 Burada bizi ilgilendiren en önemli bölüm “b” bendinin 2 inci fıkrasıdır.

5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin “a” bendinde hizmet aktiyle çalışanlar düzenlenmişken “b” bendinde hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi hesabına çalışanlar - eski adıyla Bağkur’lular - düzenlenmiştir.

Buna göre yukarıda metni yer alan 49 uncu maddede; şahıslara veya vakıflara ait özel hastanelerde çalışan doktorlar sözleşmede aksi belirtilmedikçe kendi hesabına çalışan olarak kabul edilecek ve verdiği hizmet karşılığında tereddütsüz olarak serbest meslek makbuzu düzenlemesi gerekecektir.

 

ÖRNEK HESAPLAMA

Aşağıda 15.000,00 TL net ücret elde eden doktorun sigortalı olarak ya da vergi mükellefi serbest meslek makbuzu ile hizmet vermesi neticesinde oluşacak maliyetleri değerlendirelim;

a) 15.000,00 TL Net Ücret alan Doktorun Yıllık Maliyeti

Net Ücret180.000,00
Sigorta Primleri31.371,21
 - SGK İşçi primi13.513,75
 - İşsizlik İşçi965,27
 - SGK İşveren19.787,99
 - İşsizlik İşveren1.930,54
 - 5510’a göre yapılan indirim      (4.826,34)
Gelir Vergisi80.965,10
Damga Vergisi2.106,62
TOPLAM MALİYET294.442,93

 

b) 15.000,00 TL net ücret alan doktorun mükellefiyeti olup serbest meslek makbuzu kesmesi halinde

Brüt Gelir225.000,00
Stopaj45.000,00
Net Gelir180.000,00
Sigorta Primi (4b Tavan)33.301,08
KDV18.000,00


Maliye Bakanlığı, düzenlenen serbest meslek makbuzlarını ücret olarak kabul ederek indirilen KDV’yi yok sayabilmekteydi.

Son zamanlarda ise serbest meslek makbuzları karşılığında alınan sağlık hizmetlerinin %8 oranında KDV’ye tabi olmayacağı yönünde raporlar düzenlenmekteydi. Gerekçe olarak da KDV Genel Tebliğ’lerinde düzenlenen tevkifat uygulaması gösterilmekteydi. Buna göre işverenin sevk ve idaresinde çalışan doktorun verdiği hizmet, sağlık hizmeti değil de iş gücü kiralaması olarak kabul edilmeliydi. Bu yolla %8 olan sağlık hizmeti iş gücü kiralaması olarak kabul edildiğinde KDV %18 olmalı ve tebliğlere göre doktora ödemeyi yapan hastane tüzel kişi olarak KDV’nin %90’ını tevkif etmek zorundaydı. Bu bakış açısından yapılan incelemelerde hastanelerin ödeyemeyecekleri, hatta ticari faaliyetlerini sonlandırabilecekleri tutarlarda vergi aslı ve ziyaı cezaları kesilmişti. Örnek olarak aylık 15.000 TL serbest meslek makbuzu düzenleyen bir doktor için hastaneye kabaca aşağıdaki tutarda vergi ve vergi ziyaı cezası düzenlenebilmekteydi;

 

Brüt Gelir 225.000,00 KDV %18 40.500,00 Vergi Aslı (Tevkifat) 36.450,00 Vergi Ziyaı 36.450,00 TOPLAM FARK 72.900,00    

Asgari 20 doktor çalıştıran bir hastanenin ödeyeceği vergi aslı ve cezası sadece 1 yıl için 1,5 milyonu bulabilmekteydi.

Fakat yukarıda belirttiğimiz üzere 6645 sayılı kanun ile yapılan düzenleme ile bu tarz raporların yazılmasının önüne geçilmiştir. Söz konusu Kanun’un 49 uncu maddesi aşağıdaki gibidir;

MADDE 49 – 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 10 – Kurumla sözleşmeli özel sağlık hizmeti sunucuları tarafından Kuruma bildirilen hekimlerden Kurumca belirlenen yüzdelik oran içerisinde kalan ve sözleşme kapsamı branşlarda fiilen hizmet sunan sağlık hizmet sunucusu bünyesindeki hekimlerle sınırlı olmak üzere,

a) İl Sağlık Müdürlüklerinden çalışma izni almak suretiyle ve 11/4/1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanuna aykırı olmayacak şekilde sözleşme ile çalıştırmış oldukları hekimlerden aynı zamanda fatura karşılığı hizmet alımı yaparak,

b) Bir iş sözleşmesine tabi olmamakla birlikte, İl Sağlık Müdürlüklerinden çalışma izni almak suretiyle ve 1219 sayılı Kanuna aykırı olmayacak şekilde hekimlerden fatura karşılığı hizmet alımı yaparak,

genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilere vermiş oldukları sağlık hizmetlerini Kurumca belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak fatura etmeleri hâlinde, verilmiş olan sağlık hizmetlerinin bedeli Kurum tarafından karşılanır.

 

Şirket ortağı olan veya mesleğini serbest olarak icra eden hekimler ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan kişiler, özel hukuk kişileri ve/veya vakıf üniversitelerine ait sağlık kurum ve kuruluşları bünyesinde hizmet vermeleri hâlinde sözleşmelerinde aksine bir hüküm bulunmadıkça bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılır. Ancak, bu maddenin yayımı tarihinden önce 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı olarak çalışılan sürelere ilişkin haklar saklıdır.”

 

Burada bizi ilgilendiren en önemli bölüm “b” bendinin 2 inci fıkrasıdır.

5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin “a” bendinde hizmet aktiyle çalışanlar düzenlenmişken “b” bendinde hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi hesabına çalışanlar - eski adıyla Bağkur’lular - düzenlenmiştir.

Buna göre yukarıda metni yer alan 49 uncu maddede; şahıslara veya vakıflara ait özel hastanelerde çalışan doktorlar sözleşmede aksi belirtilmedikçe kendi hesabına çalışan olarak kabul edilecek ve verdiği hizmet karşılığında tereddütsüz olarak serbest meslek makbuzu düzenlemesi gerekecektir.

 

ÖRNEK HESAPLAMA

Aşağıda 15.000,00 TL net ücret elde eden doktorun sigortalı olarak ya da vergi mükellefi serbest meslek makbuzu ile hizmet vermesi neticesinde oluşacak maliyetleri değerlendirelim;

a) 15.000,00 TL Net Ücret alan Doktorun Yıllık Maliyeti

Net Ücret180.000,00
Sigorta Primleri31.371,21
 - SGK İşçi primi13.513,75
 - İşsizlik İşçi965,27
 - SGK İşveren19.787,99
 - İşsizlik İşveren1.930,54
 - 5510’a göre yapılan indirim      (4.826,34)
Gelir Vergisi80.965,10
Damga Vergisi2.106,62
TOPLAM MALİYET294.442,93

 

b) 15.000,00 TL net ücret alan doktorun mükellefiyeti olup serbest meslek makbuzu kesmesi halinde

Brüt Gelir225.000,00
Stopaj45.000,00
Net Gelir180.000,00
Sigorta Primi (4b Tavan)33.301,08
KDV18.000,00
TOPLAM MALİYET258.301,08

Bir hizmet işletmesi olan hastanede düzenli olarak KDV ödemesi çıktığından serbes meslek mükellefi olan doktora ödenen KDV maliyet olarak düşünülmemelidir.

Bu durumda doktorun şahsı adına mükellefiyet tesis ettirileceğinden mesleki giderleri, araç amortismanı, yakıt gideri, kendine ve ailesine ait sağlık sigortaları ile çocuklarının eğitim masraflarını serbest meslek kazancından düşebilecektir. Bu hesaba göre serbest meslek makbuzundan aylık yapılan %20 oranında stopaj nedeniyle yıl sonunda iade alacağı vergi ortaya çıkabilecektir.

Aynı zamanda mükellefiyet tesis ettiren doktor aylık KDV beyannamelerinde hesapladığı vergiden giderleri nedeniyle yüklendiği KDV’yi de ödeyeceği KDV’den indirim konusu yapacaktır. Serbest Meslek erbabı doktorun giderleri dolayısıyla aldığı faturalara ilişkin KDV tutarını, makbuzda hesaplanan KDV ile kıyasladığımızda yıllık minimum %10 olarak hesaplarsak;

Hesaplanan KDV            : 18.000,00

İndirilen KDV                :   1.800,00

 

Yukarıda bordro ve serbest meslek maliyet farkı (294.442,93-258.301,08) 28.006,64 TL olarak hesaplanmıştı. Buna ek olarak az ödenecek 1.800,00 TL KDV’yi de hesaba katarsak bir doktor için yıllık toplam 29.806,64 TL daha az vergi ve sigorta primi ödenmiş olacaktır. Buna ek olarak serbest meslek makbuzu ile hastane kasa fazlası problemi ortadan kalmış olacaktır.

Nisan 2015 tarihi itibariyle 6645 sayılı kanun ile getirilen düzenleme sonucu vergi ve sigorta inceleme riski ile tereddütlerin kalktığı kabul edildiğinde, asgari 20 doktor çalıştıran bir hastanenin yıllık karının en az 600.000 TL civarında olacağı düşünüldüğünde doktorların sözleşmelerinin yenilerek mükellefiyet tesis ettirilmesinin en rasyonel seçim olacağını söyleyebiliriz.

 

Söz konusu makaleyi indirmek için tıklayınız.

"Güven, Kontrole Mani Değildir."Bize Ulaşın

Teklif Al

Vergi Takvimi