×

Bir İşçinin Maliyeti 24.450TL Olur Mu ?

Asgari ücretle ilgili tartışmalar geçtiğimiz günlerde yapılan %26’lık zamla son buldu. Bazı kesimlerce bu zam, %20,30 olan TÜFE’den yaklaşık 6 puan fazla yapılarak asgari ücretlinin enflasyona ezdirilmediği yönünde değerlendirilmektedir.

Bazı kesimlere göre de %33,64 olan ÜFE ile TÜFE’nin ortalamasının zaten %26,97 olduğu, doların 2018 başı ile sonu arasındaki artışının %45 olmasıyla hissedilen enflasyonun en az bu oranda olmasından kaynaklı asgari ücretlinin enflasyon canavarına yedirildiği yönünde kabul görmektedir.

Bu tezlerini sene başında 3,78 olan doların 7 seviyelerini görmesiyle fiyatlamaların buna göre yapıldığı fakat düştüğünde ise fiyatlara yansıtılmadığı argümanlarıyla desteklemektedirler.

Netice itibariyle net 417 TL artan asgari ücret tutarı, çalışandan ziyade bu maliyetleri nasıl karşılayacağını düşünen işverenleri mutsuz etmiştir.

Nitekim 2.020 TL olan asgari ücret üzerinde, yaklaşık 1.000 TL de vergi ve sigorta maliyeti bulunmaktadır. Dolayısıyla bu haliyle 3.000 TL olan asgari ücret maliyetine; kıdem tazminatı karşılığı, servis, yemek ve benzer maliyetler eklendiğinde işverene maliyeti haliyle 3.700 TL seviyelerini bulmaktadır.

Hükümet bu konuda bazı tedbirler alacağını söyleyerek işverenleri kısmen rahatlatmış fakat alacağı tedbirleri açıklayınca bu rahatlıktan eser kalmamıştır.

 

DEVLET DESTEĞİ BİLMECESİ

Asgari ücret devlet desteği ilk olarak 2015 yılında 1.000 TL olan asgari ücretin, 2016 yılında 1.300 TL’ye yükselmesini takiben 6661 sayılı yasa ile 2016 yılında uygulanmaya başlanmıştır. Hükümet 300 TL net artışın işverenler üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için belirli şartlar dahilinde 100 TL destek vermeye başlamıştır. Bu uygulama 2017 yılında ve 2018 yılında 9 uncu aya kadar uygulanmıştır.

Yıllar itibariyle uygulama şekli aşağıdaki gibidir;

 

 

Yılı

Süresi

Tavan Ücret

Brüt Asgari Ücret

2016

12 Ay

2.550,00

1.647,00

2017

12 Ay

3.300,00

1.777,50

2018

9 Ay

3.600,00

2.029,50

 

Hükümet bu uygulamanın 2019 yılında da devam edeceğini söyleyerek işverenlere derin bir nefes aldırmış fakat verilen kanun teklifi ile işverenlerin beklentilerinin tam olarak karşılanmadığı görülmüştür.

Kanun teklifine göre, 2019 yılında 12 ay daha devam edecek asgari ücret desteğinde, prime esas günlük kazancı 102 TL ve altında bildirilen sigortalılar için, 500 üstü ve 500 altı personel çalıştıranlar bakımından ayrı tutarlarda verilecektir.

Bu ayrım aşağıda detaylı olarak ele alınacak olup burada asıl değinmek istediğimiz husus, asgari ücret desteği verilecek sigortalı sayısının azaltılarak kayıtdışı istihdamın nasıl teşvik edildiğidir.

Yukarıdaki tablodan da ayrıntılı görüleceği üzere işverene, 2016 yılında 2.550 TL, 2017 yılında 3.300 TL, 2018 yılında ise 3.600 TL brüt ücret alan çalışan için devlet desteği verilirken; 2019 yılında 3.060 TL brüt ücret alan çalışan için destek verilecektir. Görüldüğü gibi devlet desteği uygulamasının başladığı 2016 yılından 2019 yılına kadar brüt asgari ücret % 55 oranında artmışken devlet desteği uygulanacak tutar bir önceki yıllara göre düşürülmek istenmektedir. Bu yolla açık olarak kayıt dışı istihdam özendirilmektedir. Brüt maaşı 3.060 TL’den fazla olan çalışanları için 150 TL olan asgari ücret desteğinden faydalanmak isteyen işverenler, çalışanlarının prim matrahını düşük beyan edecek ve buradaki suç her kesim tarafından paylaşılacaktır. Zira örneğin brüt maaşı 4.000 TL olan bir personel için prime esas kazanç 3.060 TL üzerinden bildirim yapıldığında sadece bir çalışandan devletin yıllık kaydı (prim+vergi) 5.725,16 TL olacaktır. Yani devlet açısından aylık 150 TL, yıllık 1.800 TL olan asgari ücret devlet desteğini işverene vermemek için 5.725,16 TL gelirden vazgeçmek ne kadar mantıklıdır?

Ülkemizde kaba bir hesapla % 35 oranında kayıt dışı istihdam olduğu her kesim tarafından bilinmektedir. TUİK tarafından 15.01.2019 tarihinde açıklanan kayıt dışı çalışanların oranı Ekim 2018 itibarıyla % 33,7 olarak açıklanmıştır.

Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı olmakla birlikte, prim ödeme gün sayısı veya prim matrahı düşük gösterilerek gerçek maaş üzerinden sigortalı bildirilmeyenlerin oranı ise bunun çok çok üstündedir. (Arama motorlarından yapacağımız basit aramalarla bu verilere ulaşabilirsiniz.)

 

KANUN TEKLİFİ : FAZLA İSTİHDAM EDENİ CEZALANDIRMANIN BASİT YOLU

Asgari ücret artışından sonra yapılan basın açıklamalarında; 500’ den fazla personel çalıştıran işverenlere 5 puan olan sigorta indiriminin 3 puan olarak uygulanacağı, asgari ücret desteğinin ise 150 TL yerine 100 TL uygulanacağı söylenmişti. Fakat kamuoyunun muhtemel tepkisi nedeniyle aşağıdaki açıklama ile bundan vazgeçildi;

“3 PUAN DESTEĞİNİ 5 PUANA ÇIKARIYORUZ : Sigorta prim teşviki uygulaması kapsamında 500 ve üzerinde çalışanlar için 3 puan desteğini 5 puana çıkarıyoruz.”

5 puan indirimin ne zaman 3 puana düştüğü bilinmese de, düşmeyen teşviğin tekrar artırılmasına ve bu yanlıştan vazgeçilmesine işverenlerin çok sevindiği yadsınamaz.

 

BİR İŞÇİNİN MALİYETİ 24.450 TL

Meclis plan ve bütçe komisyonunda kabul edilen teklif ile asgari ücret devlet desteği; ortalama sigortalı sayısı 500`ün altında olan iş yerleri için günlük 5 TL, sigortalı sayısı 500 ve üzerinde olan iş yerleri içinse günlük 3,36 TL olarak uygulanacaktır.

Özet olarak, 500 ve üstü işçi çalıştıran işverenler işçi başına 100,80 TL destek alacak iken, 500 altı işçi çalıştıranlar ise 150 TL devlet desteği alacaklardır. Basit bir matematik hesabı ile durumu açıklayacak olursak;

Personel Sayısı

Destek Tutarı

Toplam Destek

500

100,8

50.400,00

499

150

74.850,00

Fark

24.450,00

 

Görüldüğü üzere 499 çalışan yerine 500 çalışan istihdam eden işverene sadece bir işçinin maliyeti 24.450 TL olacaktır.

Fakat burada da bu kanun teklifi meclise geldiğinde vazgeçileceği umudunu taşıdığımızı belirtmek isteriz.

 

742 İŞÇİ ÇALIŞTIRAN İLE 499 İŞÇİ ÇALIŞTIRAN AYNI DESTEĞİ ALACAK

Yine basit bir matematik hesabı ile fazla istihdam edenin az destek verilmek suretiyle cezalandırıldığını gösterecek olursak;

Personel Sayısı

Destek Tutarı

Toplam Destek

742

100,8

74.793,60

499

150

74.850,00

 

Tablodan da açıkça görüleceği üzere 499 personel çalıştıran ile 742 personel çalıştıran aynı desteği alacak, 742’nin altında personel çalıştıranlar ise 499 personel çalıştırandan az devlet desteği alacaktır.

Çıkartılmaya çalışılan kanun; teşvik kelimesinin anlamı ve ruhu ile açık bir şekilde uyuşmamaktadır.

ASGARİ ÜCRET ÜZERİNDEKİ VERGİ YÜKÜ

Gelir Vergisi Kanunu 103 üncü maddesindeki tarife 2019 yılı için aşağıdaki gibi belirlenmiştir;

18.000 TL`ye kadar

15%

40.000 TL`nin 18.000 TL`si için 2.700 TL, fazlası

20%

148.000 TL`nin 40.000 TL`si için 7.100 TL), fazlası

27%

148.000 TL`den fazlasının 148.000 TL`si için 36.260 TL, fazlası

35%

Bu tabloya göre asgari ücret 9 uncu ayda ikinci vergi dilimine girecektir.

Asgari ücret ilk defa 2014 yılının 11 inci ayında 2. Vergi dilimine girmeye başlamıştır.

Bu yıldan sonra 2016 yılında 10 uncu ayda, 2017 ve 2018 yılında ise 9 uncu aydan itibaren 2. Vergi dilimine girmeye devam etmiştir.

Ülkemiz gelir dağılımında adaleti sağlamak için artan oranlı vergi tarifesini uygulamaktadır. Görüldüğü gibi asgari ücret dahi bu tarifenin 2. Diliminde kendine yer bulmaktadır.

Artan oranlı vergi tarifesi bütün gelişmiş ülkelerde gelir dağılımında adaleti sağlamak için uygulanmaktadır. Fakat burada vergi dilimleri belirlenirken gerçekten adil davranılmaktadır.

Mesela Amerika federal gelir vergi dilimleri aşağıdaki gibidir;

 

8.350 $` ye kadar

10%

33.950 $` nin 8.350 $`si için 835 $, fazlası

15%

82.250 $ `nin 33.950 $`si için 4.675 $), fazlası

25%

171.550 $` nin 82.250 $`si için 16.750 $, fazlası

28%

171.550 $`den fazlasının 171.550 $`si için 41.754 $, fazlası

35%

 

Aynı şekil bir Avrupa ülkesi olan Almanya’da ise oranlar aşağıdaki gibidir;

16.008 Euro`ya kadar

0,00%

16.089 Euro’dan 105.762 Euro’ya kadar

14,00%

105.763 Euro’dan 501.460 Euro’ya kadar

42,00%

501.461 Euro ve üzeri

45,00%

Bu rakamları güncel kur üzerinden çarpacak olursak Amerika’da ücret üzerinde 45.000 TL’ye kadar %10 vergi, Almanya’da ise 99.000 TL’ye kadar %0 vergi olduğunu görürüz.

Almanya’da asgari ücretin 1.500 Euro civarında olduğu düşünülürse asgari ücretliden hemen hemen hiç vergi alınmadığı görülecektir.

VERGİ ORANLARI KAYITDIŞILIĞI TETİKLİYOR MU?

Yukarıdaki tablolardan da görüleceği üzere, ülkemizde 25.000 USD üstü geliri olan doğrudan %35 oranında vergi yükü ile karşılaşmaktadır. Buna %32,5 (%5 indirimsiz % 37,5) oranında sigorta maliyetini de eklediğimizde yükün ne işveren ne de çalışan tarafından taşınabileceği söylenebilecektir.

Kayıt dışılığın azaltılması için vergi dilimlerinin en az 3’ le çarpılarak yeniden belirlenmesi şarttır.

PİLOT LOBİSİ Mİ KULÜP LOBİSİ Mİ ?

Yukarıdaki görüşlerimiz herkes için olmasa da belirli bir zümre için hayat bulmaktadır. Mesela herkesim tarafından bilindiği üzere en üst liglerde oynayan futbolculardan sabit %15 vergi kesintisi yapılmaktadır. Yani ticari faaliyeti sonucunda 1.000.000 TL gelir elde eden bir TC vatandaşının 322.800,00 TL vergi ödemesi gerekirken aynı geliri elde eden bir futbolcunun ise 150.000,00 TL vergi ödemesi yeterlidir.

7161 sayılı yasa ile ise pilot maaşlarının %70’i vergiden istisna edilmiş ve Cumhurbaşkanı’na bu oranı %100’e kadar artırma konusunda yetki verilmiştir. Yani an itibariyle pilotların maaşının % 70 i vergiye tabi değildir.

Net maaş, brüt maaş ve işverene maliyeti tartışmalarını bir kenara bırakalım. Ülkemizde kaç adet havayolu şirketi ve bunlara hizmet veren kaç adet pilot vardır?

Havayolu şirketleri üzerindeki maliyetleri istedikleri gibi uçak biletleri başta olmak üzere diğer hizmet fiyatlarına rahatlıkla yansıtabilmektedir.

Aklımıza bir an Anayasamızın 73 üncü maddesini getirelim. Ne diyor o madde; “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.”

Şimdi bu maddeyi unutup ülkemiz gerçeklerine dönelim. Ülkemizde 6,5 milyon asgari ücretli çalışanın maaşından 9 uncu aydan itibaren %20 vergi kesilmeye başlanılacağı düşünüldüğünde nitelik mi nicelik mi hesabı daha da anlam kazanmaktadır. Özetle ülkemizde ne yazık ki asgari ücret lobisi yoktur ya da yok denecek kadar zayıftır.

 

SONUÇ

Büyük ekonomik hedefleri olan ülkemizin bu hedefleri gerçekleştirebilmesi için ilk olarak adil bir vergi sistemi kurması gerekmektedir.

Teşvik, istisna ve muafiyetlerin, bir zümre, grup veya sektörün özeline bırakılmaması, piyasa gerçekleri ile uyumlu şekilde, ekonomik büyümeyi ve potansiyeli canlandırıcı etkiye kavuşturması da hedeflerimize ulaşmamız için elzemdir.

"Güven, Kontrole Mani Değildir."Bize Ulaşın

Teklif Al

Vergi Takvimi