×

Limited Şirketlerde Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü

6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 536 ila 539. maddeleri arasında düzenlenen limited şirket genel kurulu, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 616 ila 622. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu açıdan bakıldığında, öncelikle 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda limited şirket genel kurulunun daha detaylı düzenlendiğini söylemek mümkündür.

Limited şirketlere uygulanacak TTK hükümleri bakımından da her iki kanun arasında büyük farklılıklar söz konusu olduğunu belirtmek gerekir.Şöyle ki, Eski TTK’de ortak sayısına göre bir ayrımın varlığı söz konusu olup, ortak sayısının yirmiden fazla olduğu limited şirketlerin genel kurulları hakkında anonim şirket genel kuruluna ilişkin hükümlerin uygulanması gerekmekte idi. Oysa TTK’de, ortak sayısına göre yapılmış bu ayrım bir kenara bırakılarak TTK’de öngörülen bazı konulara münhasır olmak kaydıyla anonim şirket genel kurullarına ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir.

MADDE 573 - (1) Limited şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur.

Ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler.

Limited şirket, kanunen yasak olmayan her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilir.

Bu çalışmada, limited şirketlerde genel hükümler  içinde yer alan hükümsüzlük hallerinin Ticaret Hukuku çerçevesinde limited şirketlerde nasıl ortaya çıktığını açıklamaya çalısacağız. Hükümsüzlük ve iptal edilebilirlik hallerinde hangisi icin hangi davaların açılabileceğini izah edeceğiz. Bu bağlamda yokluk ve butlanın tespit davasına ve iptal edilebilirliğin ise iptal davasına konu olduğunun izahı yapılacaktır.

 

 I-LİMİTED ŞİRKETLERDE GENEL KURUL KARARI

Limited şirket genel kurulu, limited şirketin kanunen zorunlu organıdır. TTK m. 616/1’de “Genel kurulun devredilmez yetkileri şunlardır:” hükmü de genel kurulun limited şirketin zorunlu bir organı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Şöyle ki, TTK m.616’da düzenlenen yetkiler, genel kurula “devredilmez” nitelikte bahşedilen yetkiler olduğundan, bu yetkilerin başka bir organ tarafından kullanılması söz konusu olamayacak ve bu da genel kurulu limited şirket için olmazsa olmaz hale getirecektir.[1]

Genel kurul kararı, genel kurul olarak toplanan pay sahipleri ve/veya temsilcilerinin oyları ile meydana gelen , kural olarak şirket içi ilişkide ve istisnaen de  dış ilişkide hukuki sonuç sağlama amacına yönelik irade beyanıdır.[2]

Genel kurul kararı içeriği ne olursa oldun hukuksal işlem niteliğinde olduğu genel olarak kabul edilmiş bulunmakla birlikte  Doktrinde ne türden hukuksal işlem olduğu tartışmalıdır.Genel kurul kararları hukuk işlem olarak kabul görmesinin sonucu olarak , hukuki işlemlerdeki tüm hükümsüzlük halleri,  limited şirket genel kurul kararlarında da uygulanacaktır.

TTK ile getirilen en önemli değişikliklerden biri de tek kişilik limited şirket olduğundan, bu durumda genel kurulun fert organ niteliğini haiz olup olmadığı tartışılabilir. Ancak,TTK m. 616/3’te, tek ortaklı limited şirketlerde bu ortağın “genel kurulun” tüm yetkilerine sahip olduğunun belirtilmesiyle, yine ortada tek kişiden ibaret olsa da bir genel kurulun varlığının kabulü gerekmektedir.[3]

 

I.1.KARAR NİSABI

Limited şirket ortaklar genel kurulunda bir karar alınabilmesi icin, ayrıca bir yasal düzenleme bulunmadığı ve şirket ana sözleşmesinde aksi öngörülmediği takdirde genel kurul kararları toplantıda temsil edilenlerin oylarının salt çoğunluğu ile alınır.

 

I.2.ÖZEL NİSAP  ARANAN HALLER

Özel nisap halleri ile kastedilen, yukarıda genel kural olarak belirtilen yarıdan fazla sınırını asan ya da oybirliğine kadar varan hallerdir. Yoksa, Kanunda öngörülen nisabın altına inilmesi demek değildir.[4]

TTK 621. Maddesindeki düzenleme uyarınca  Aşağıdaki genel kurul kararları, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması hâlinde alınabilecektir.

 a) Şirket işletme konusunun değiştirilmesi.

b) Oyda imtiyazlı esas sermaye paylarının öngörülmesi.

c) Esas sermaye paylarının devrinin sınırlandırılması, yasaklanması ya da kolaylaştırılması.

d) Esas sermayenin artırılması.

e) Rüçhan hakkının sınırlandırılması ya da kaldırılması.

f) Şirket merkezinin değiştirilmesi.

g) Müdürlerin ve ortakların, bağlılık yükümüne veya rekabet yasağına aykırı faaliyette bulunmalarına genel kurul tarafından onay verilmesi.

h) Bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması.

ı) Şirketin feshi olarak sayılmaktadır.

Yine aynı maddenin 2. Bendindeki düzenleme uyarınca kanunda belli kararların alınabilmesi için ağırlaştırılmış nisap aranıyorsa, bu nisabı daha da ağırlaştıracak şirket sözleşmesi hükümleri, ancak şirket sözleşmesinde öngörülecek çoğunlukla kabul edilebilecektir.

 

I.3. OY BİRLİĞİ ARANACAK HALLER 

TTK 621. maddesinin 3. Fıkrası ; Bir ortağın şirketten çıkarılma sebeplerinin sonradan şirket sözleşmesine konulabilmesine dair sözleşme değişikliği, şirket sermayesini temsil eden tüm ortakların genel kurul toplantısında oy birliği ile karar almasıyla mümkündür.

Şirketlerin yapısında  pay sahiplerinin oy çoğunluğu ile aldıkları kararlar olumsuz oy veren , azınlıkta kalan veya toplantıda bulunmayan pay sahiplerini de bağlamaktadır. Buna karşın  çoğunluk pay sahiplerinin karar alma hak ve  yetkisi sınırsız yapmamakla kanun bu durumu dengelemeye çalışmıştır. .Kanun koyucu egemen pay sahiplerinin karar alma hak ve yetkilerini münferit sahipleri ile azınlığa tanıdığı bireysel haklar ve azınlık hakları ile sınırlamış ve böylece münferit  ve azınlık pay sahipleri ile oy çoğunluğunu ellerinde bulunduran pay sahiplerinin karşılıklı hak ve yetkilerini dengelemiştir. Bu dengenin sağlanabilmesinde en önemli hukuksal imkanlarından biri de her bir pay sahibin kanuna ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı genel kurul kararlarının iptalini ve emredici hükümlere veya ahlaka aykırı ya da imkansız olmaları halinde de butlanının veya yokluğunun tesbitini dava açabilme hakkı ve yetisidir.

Bu durumda , iptal edilebilirlik , yokluk, butlan hallerinin kapsamının açıklanmasında yarar bulunmaktadır.Gerçekten iptal edilebilir bir genel kurul kararı mahkemenin iptal hükmünün kesinleşmesine kadar geçerli olduğu ve iptal davası üç aylık hak düşürücü süreye bağlanmış olduğu halde , yok veya batıl olan genel kurur kararları başlangıçtan itibaren hüküm doğurmazlar ve bu hükümsüzlük defi yoluyla her zaman ileri sürülebilir. Bu nedenle hukuka aykırı bir genel kurul kararının hangi hallerde iptal edilebilir ve hangi hallerde yok veya batıl olacağının olabildiğince net şekilde belirlenmesi limited şirketlerde de önemlidir.[5]

 

 II-GENEL KURUL KARARLARININ HÜKÜMSÜZLÜK HALLERİ

Hükümsüzlük, hukuki islemin (kararın) yöneldiği hukuki sonuçlarını meydana getirebilme gücünden yoksun olması veya yoksun bırakılabilmesi hallerini kapsar.[6] Genel kurul kararları yokluk, butlan ve iptal edilebilirlik hükümsüzlük hallerine tabiidir.

 

II.1.YOKLUK

Hukuki işlemin kurucu unsurları eksikse o hukuki islem yok sayılmaktadır. Burada o hukuki işlem hic doğmamıştır.[7] Ortada bir “genel kurulun” var olması ve bir kararının  bulunması kurucu unsurlardır. Kanunun emrettiği tarzda toplanmamış veya karar almamıssa o kararın hukmu“yokluk” tur. Genel kurul, Kanunun öngördüğü tarzda toplanmaz veya karar almazsa, buradaki hukumsuzluk hali de yokluk olarak yorumlanır. Şeklen bir genel kurul kararı gozukse de karar yoktur ve doğmamış sayılacaktır.

Bir genel kurul kararının yokluğu , başlangıçtan itibaren bir genel kurul kararının mevcut olmadığını ifade eder. Bir işlemin ve bu arada genel kurul kararının kurucu unsurlarının mevcut olmaması halinde, hukukî işlemin veya genel kurul kararının yokluğundan bahsedilecektir.

Hukuksal işlemin yokluğu halinde  durumlarda, iptal davası değil, genel kurul  kararının yok olduğunun tespiti anlamında bir “tespit davası” açılabilir ve bu dava herhangi bir zaman aşımı veya hak düşürücü süreye tâbi olmadığı gibi, herkes tarafından ileri sürülebilir ve mahkeme  tarafından da re’sen dikkate alınır.Bu kararlar tescil ve ilan edilmez , ilân edilse dahi, tescil yok, tescil, yok sayılan genel kurul kararına geçerlik kazandırmaz.

 

II.2.BUTLAN

Kurucu unsurları tamam olmakla birlikte geçerlilik şartlarından kanunun emredici hükümleri ile kamu düzenini ilgilendirecek kadar  bulunanları gerceklesmemis ise o hukuki islem hükümsüz sayılacaktır.Dolayısıyla kararların, kurucu unsurları tamam olmakla birlikte geçerlilik şartlarından kamu düzenini ilgilendirecek önemde bulunanları gerceklesmemişse,bu tur kararlar hükümsüzdur.

6102 sayılı TTK 447. Maddesi genel kurul kararlarının butlanı açıkça düzenlenmiştir. Bu hüküm ;Genel kurulun, özellikle;a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır, düzenlemesini içermektedir.

Diğer yandan butlan halleri TTK447.maddesinde belirlenen hükümlerle sınırlı değildir. TTK da sadece belli butlan durumları sayılmış ama buna sınırlama koymamıştır. Butlan sebepleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun m. 27/1 hükmünde şöyle sayılmıştır: “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür”.

 

II.3.İPTAL EDİLEBİLİRLİK

İptal edilebilir hukuki işlem, baştan itibaren geçerli olarak kurulmuş olup, hüküm ve sonuç doğurmakta, ancak iptal hakkı sahibinin talebiyle hukuki işlem geçmişe etkili olarak ortadan kaldırılabilmektedir.[8] Yokluk ve butlan, mutlak hükümsüzlük halleridir. Bunun dışında kalan  sakatlık halleri iptal edilebilirliktir. İptal edilebilirlikte, hukuken geçerli, fakat kararın bünyesinde bulunan sakatlık nedeniyle iptali istenebilecek bir durum var demektir. İlgili kişiler sakatlığı belli bir sure icinde dikkate alınması ve iptalini istemezlerse sakatlığa rağmen gecerliliğini muhafaza edecektir.

6102 sayılı TTK’da limited şirketin de en az anonim şirket kadar ticaret hayatında işlev sahibi olması arzulanmış ve bu nedenle limited şirket biraz daha sermaye şirketine yaklaştırılmıştır. Ortaklar kurulunun toplanmasında ortak sayısına göre uygulanacak hüküm farklılığı ortadan kaldırılmıştır.

İptal edilebilirkle Butlan arasındaki farklar şöyle sıralanabilir.

Butlan hak sahibinin iradesinden bağımsız olarak hüküm ve sonuç doğurur iken, iptal ancak hak sahibinin iradesiyle hukuki işlemi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırmaktadır.

İptali talep edilebilen kararlar batıl kararlardan farklı olarak mahkemece iptal edilinceye kadar geçerlidir, iptal davası açılsa dahi bu durum değişmez, bir tedbir kararı verilmedikçe yönetim kurulu kararı uygulayabilir. Batıl kararlar ise kendiliğinden en baştan itibaren geçersizdir.

Genel kurul kararlarının iptali davası üç ay içinde açılabilirken (TTK m. 445), butlanın ileri sürülmesinde ise süre aranmaz.

Butlanın ileri sürülmesinde davacının menfaatinin varlığı aranırken, iptalde yasada öngörülen koşulların bulunması yeterlidir (TTK m. 445 vd), menfaat şartı bulunmamaktadır.

 

III.LİMİTED ŞİRKETE ÖZGÜ OLABİLECEK DURUMLAR

Limited şirket genel kurul kararları bakımından anonim şirketlere yollama yapılmakla birlikte bazı farklı sonuçlar bulunmaktadır. Özellikle   limited şirketin hukuki bünyesinden kaynaklanan farklı sonuçları olabilmektedir.En büyük fark , limited şirket genel kurul kararı icin toplantı nisabı öngörülmemistir. Oysa anonim şirketlerde önce toplantı nisabı sonra karar nisabı öngörülmüştür. Toplantının gündemine gore farklı farklı toplantı ve karar nisabı bulunmaktadır. Sonucta anonim şirketlerde nisaplarda bir esneklik bulunmaktadır. Oysa limited şirketlerde azınlığı korumak icin kişi ortaklığına yaklaştıracak bir nisap öngörülmüstür.[9] TTK m. 620’ye göre, Kanun yahut şirket sözleşmesinde aksi öngörülmedikçe, tüm genel kurul kararlarının toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınmaları gerekmektedir.

Buna göre,olağan kararlar bakımından kanun koyucunun herhangi bir toplantı yeter sayısı aramadığını söylemek mümkündür.Kanun koyucu olağan kararlar bakımından bir toplantı yeter sayısı öngörmediği gibi, karar yeter sayısı olarakda“toplantıda temsil edilen oy” kavramından hareket etmiştir Hal böyle olunca, katılımın son derece az olduğu genel kurul toplantılarda dahi genel kurulun karar alabilmesi mümkün hale gelmiştir.[10]

Genel olarak yokluk ve butlan bakımından limited şirket genel kurul kararlarında Anonim Şirkete uygulanan genel hükümler devreye girecektir.

 

V.LİMİTED GENEL KURUL KARARLARINA KARŞI  AÇILABİLECEK DAVALAR

V.1.TESPİT DAVASI

Hukumsuzluk hallerinden yokluk ve butlan, tespit davasına konu olurlar.Cunku yok olan karar olusumu itibariyle gerceklesmemistir. Butlan da ise karar olu doğmustur; konusu itibariyle batıldır. Her iki halde de hukuki yararı bulunan ilgililer herhangi bir sureye bağlı olmaksızın tespit davası acabilirler16. Yargıc tarafından da re’sen dikkate alınabilirler. TTK. m. 1 ve Turk Medeni Kanunu (TMK) m. 5 doğrultusunda yokluk veya butlanın tespit edilmesine yonelik tespit davası acılabilecektir. Bu durumda davanın neticesindeki karar, durumu acıklamaktan ibaret kalan bir karar olacaktır.[11] Batıl işlemler süre geçmesiyle geçerki hale gelmediğinden zamanaşımı olmadan butlanın tespiti davası her zaman açılabilecektir.[12]

Yukarıda açıklandığı üzere alınan kararın emredici hukumlere aykırılığı, ahlaka aykırılığı ve konusunun imkansız olusu halinde, karar ölü doğmus olur ve gecersizdir.  Kanunun emredici hükümlerine , kamu düzenini ilgilendiren hükümlerine aykırılık hallerinde bu dava açılabilecektir. İncelendiğinde tespit davasının sebepleri yokluk ve butlana yol acan sebepler olduğu görülmektedir. Limited şirkette alınsa bile yok hukmunde olan kararlar, genel hukumlerden kaynaklanabileceği gibi ozel olarak limited şirketlerle ilgili hukumlerden de kaynaklanması mümkündür.

 Bu dava genel hukumlere gore acılan bir dava olduğuna gore durumu tespit ettirmede kimin menfaati varsa davayı o acacaktır. Bu kisi, ortaklar ve mudur dısında bir baska ucuncu kisi de olabilir. Ancak hali hazırda bir menfaatin bulunması gerekir. Tespit davası limited şirkete karsı acılır. Bu davada herhangi bir sure yoktur.

 

V.2.İPTAL DAVASI

TTK MADDE 622-(1) Bu Kanunun anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümleri, kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanır. Düzenlemesini içermektedir. Limited şirketlerde genel kurul kararlarının iptali konusu anonim şirketler genel kurul kararlarının iptaline ait hükümlere tutulmustur. İptal davasında anonim şirketlerle ortak hükümler uygulanacaktır.

 

V.2.1.İPTAL DAVASININ TARAFLARI

Pay sahibi olmak, iptal davasının dinlenebilmesinin ilk koşuludur. Pay sahiplerinin genel kurul kararlarının iptaline ilişkin davalardaki davacılık sıfatı, emredici bir yasal Düzenlemedir. Pay sahibi olmak, iptal davasının dinelebilmesi koşuludur. Bu nedenle de, pay sahipliği sıfatı davanın sonuna kadar muhafaza edilmelidir.Her hak gibi iptal davası açma hakkı da TMK’nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralı çerçevesinde kullanılmalıdır.

TTK MADDE 446-(1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,

b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,

c) Yönetim kurulu,

d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri,

iptal davası açabilir.” Düzenlemesini içermektedir.

Genel kurul toplantısında hazır bulunan ortaklardan; karara muhalif kalıp keyfiyeti zapta gecirten ortaklar veya oyunu kullanmasına haksız olarak izin verilmeyen ortaklar ile toplantıya katılıp katılmadığı onemli olmayan ancak toplantıya davetin usulune uygun yapılmadığını veyahut gundemin gereği gibi ilan ve tebliğ edilmediğini veyahut genel kurula toplantıya istirake yetkili olmayan kimselerin istirak etmis olduğunu iddia eden ortaklardır. Bunun dısında alınan karar, mudurlerin aleyhine ise ilgisine ve sayısına gore mudur ya da mudurler de davacı olabilirler.[13]     

 

V.2.2.İPTAL DAVASININ KONUSU

MADDE 445-(1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.

Buna göre kanuna aykırılık,esas sözleşmeye aykırılık,objektif iyiniyet kurallarına aykırılık alınan kararların iptal edilmesine yol açacaktır.Genel kurul kararlarının iptali davasını açabilmek için, öncelikle bir genel kurul kararının mevcut olması ve bu kararın da kanuna,anasözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olması gerekir.Genel kurulda alınan kararlar kanuna ve esas sozlesme hukumlerine uygun olsa bile afaki iyiniyet esaslarına aykırılık teskil edebilir. Zaten TMK. m. 2’ de durustluk kuralı, hukukumuzda genel bir hukum olarak devamlı karsımıza cıkmaktadır.

Diğer yandan, Usulsüz davet nedeniyle genel kurul kararının iptal edilebilmesi için, ayrıca genel kurul kararlarının kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılığının iddia ve ispatı gerekir. Zira, usulsüz davet, başlı başına genel kurul kararının iptalini gerektirmez.[14]    

 

V.2.3.İPTAL DAVASINDA SÜRE

Genel Kurul kararlarının iptali davası kararın alınmasından itibaren üç aylık hak düşürücü süre içinde açılmalıdır.Üç aylık süre emredici nitelikte olup bu sürenin herhangi birşekilde uzatılmasını veya kısaltılmasını öngören  bir genel kurul kararı , bir ana sözleşme hükmü veya diğer bir hukuki işlem batıldır.[15]

 

V.2.4.DAVA SONUCU VERİLEN KARAR

 Açılan dava sonuçlandığında mahkemece ya genel kurul kararını iptal edecek ya da iptal istemini reddi yönünde hüküm kuracaktır. Mahkemenin iptal kararı vermesi demek, alınan genel kurul kararının kanuna, esas sozlesme hukumlerine veya afaki iyiniyet esaslarına aykırı olduğunun  belirlenmesi demektir. Boylelikle karar ortadan kalkar ve gecerliliğini yitirir. Tüm pay sahiplerini etkiler ve iyiniyetli ucuncu kisilerle yapılan islemler haricinde gecmise etkili sonuc doğurur.

İptal davasının reddine karar verilmesi durumunda, iptal edilecek bir sebep bulunmadığından karar gecerliliğini muhafaza eder. Bu karar kural olarak sadece taraflara etkili sonuc doğurur. Dava acan bakımından iptal sebebi gerceklesmemis demektir.[16]

Özet anlatımla ; İptal davası, kanun veya anasözleşme hükümlerine ve özellikle de dürüstlük kuralına aykırılık halinde; karar tarihiden itibaren 3 ay içinde açılmaları gereken davalardır (TTK, m. 445). Genel kurul kararlarına karşı iptal davası açabilecek kişileri yasa koyucunun sınırladığı görülmektedir.Nitekim 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 446. Maddesinde iptal davası açma hakkına sahip olanlar, pay sahipleri (md. 446/1-ave446/1-b), organ olarak yönetim kurulu (446/1-c) ve yönetim kurulu üyelerinden her biri (446/1-d) olarak sayılmıştır.[17]

 

VI.YARGITAYIN  KARARLARINDAN ÖRNEKLER

Yargıtay kararları arasında uygulamada yeknesaklık olduğu söylenenemez Yargıtayın benzer durumlarda farklı yorum yaparak Yokluk durumu olan yerde butlan, butlan olabilecek yerde yokluk veya iptal edilebilirlik seklinde farklı farklı kararları yorumları mevcuttur.

Yargıtay 11.HD’nin 04.02.2002 tarih ve E. 2001/008310, K.2002/000757 sayılı kararına gore, “...Ancak, davalı (K.Davacı) vekili davaya cevabında, iptali talep edilen 17.10.1998 tarihli Ortaklar Kurulu Kararlarının, TTK.nun 514. maddesi uyarınca Bakanlık onayına sunulmadığı, aynı Yasa’nın 515. maddesi uyarınca tescil edilmediğini,dolayısıyla ortada iptali gerektiren bir karar bulunmadığını, bilahare 16.11.1998 tarih ve 5 nolu kararla iptaline karar verilmesi istenilen ana sozlesme değisikliklerinin yapılıp, Bakanlık onayı alınıp, bu kararın ilan ve tescil edildiğini savunduğuna gore, iptali talep edilen 17.10.1998 tarihli Ortaklar Kurulu kararının yukarıda belirtilen yasa maddeleri hukumleri karsısında, hukuken var olup, olmadıkları arastırılıp, karar yerinde tartısılmadan noksan incelemeyle ve yetersiz gerekce ile yazılı sekilde hukum tesis edilmesi hatalı olmus ve kararın acıklanan nedenle davalı (K.Davacı) yararına bozulması gerekmistir”[18]

Bu kararla uyuşmazlığın konuus tam olarak anlaşılamamakla birlikte, Yargıtayca  yoklukla sakatlanmış karar yorumu yapılmaktadır.

Yargıtay 11.HD.nin 2.12.1977 gün ve E.77/4749,K.77/5305 sayılı kararında ,toplantı nisabı sağlanamaması nedeniyle ertelenen olağan genel kurul toplantısı gündeminde “ seçim” maddesi yok iken, aynı  gündemle toplanması kural olan ikinci genel kurul gündemine yönetim kurulu kararıyla seçim maddesini ekleten ve yönetim kurulunda bu yönde oy kullanan ortağın genel kurulda seçimi kazanamayınca , ikinci genel kurula seçim maddesi ilave edilemeyeceği gerekçesiyle seçim kararının iptalini dava etmesinin iyi niyetle bağdaşmayacağı  ve bu nedenle davasının reddi gerektiği kabul edilmiştir.”[19]

Yargıtay bu kararında her hak gibi iptal davası açma hakkını TMK 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı çerçevesinde değerlendirmiştir.

Yargıtay 11.HD’nin 01.10.2001 tarih ve E. 2001/007442, K. 2001/007269 sayılı kararına gore, “Davalı Ticaret Sicil Memuru’nun temyiz istemine gelince; davacı şirket ana sozlesmesinin tadil edilen 11. Maddesinin (d) bendi 2. fıkrasında “Genel Kurul toplantıları ve toplantılarındaki karar nisabı, TTK. hukumlerine tabidir denildikten sonra, 3. fıkrada “Ancak statu tadilleri, sermaye tezyidi, kar dağıtım kararlarında ve yonetim kurulunun teskilinde %70 oy cokluğu ile karar alınacaktır.” denilmektedir. Ana sozlesme ortaklar arasında yapılmıs bir sozlesme niteliğinde olup, uyulması zorunlu bulunduğundan, gerekli karar nisabını tasımayan kararlar iptali kabil değil,yoklukla sakat kararlardır. Mahkemece bu husus gozden kacırılarak, ana sozlesmenin emredici  hukmune aykırı olarak karar verilmesi hatalı olmustur. Bu durumda mahkemece yapılacak is; ana sozlesme ile ağırlastırılmıs karar nisabının uyulmasının zorunlu ve bu hukme uymamanın mueyyidesinin de yokluk olduğu kabul edilerek, davacı isteminin yeniden değerlendirilmesi ve olusacak sonucuna gore bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu hususlar gozden kacırılarak, yazılı sekide hukum tesisi hatalı olmus ve kararın acıklanan nedenle davalı yararına bozulması gerekmistir”[20]

Yargıtay yukarıdaki kararında, Kanuna uygun ancak esas sozlesme ile ağırlastırılmıs olan nisaba aykırılık halini yokluk olarak nitelemektedir.Burada açıkça sözleşmeye aykırlıktan dolayı iptal edilebilirlik olduğu da kabul edilebilir.

 

VII.SONUÇ

Limited şirket genel kurulu, limited şirketin kanunen zorunlu organıdır.Anonim şirketlerde olduğu gibi limited şirketler genel kurul kararlarına karsı tespit ve iptal davası acılabilecektir. TTK MADDE 622-(1)” Bu Kanunun anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümleri, kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanır”. Düzenlemesi uyarınca Limited şirketlerde genel kurul kararlarının iptali konusu anonim şirketler genel kurul kararlarının iptaline ait hükümlere tutulmustur. İptal davasında anonim şirketlerle ortak hükümler uygulanacaktır.Yokluk ve butlan bakımından menfaati olan tum ilgililer herhangi bir sureye tabi olmadan tespit davası acabilecektir. Ancak bir genellemeye gitmeden ic iliskide sonuc doğuran kararlar bakımından bunu soyleyebilmekle beraber dıs iliskiye yansımıs ve bundan da haberdar olmus bir ortağın yıllar sonra tespiti istemesi durumunda durustluk kuralını da dikkate almakta fayda bulunmaktadır.

Alınan karar kamu düzenini ilgilendirmeyen, ortakların rızaları ile değisikliğe uğratılabilecek hükümlere aykırı ise, kanuna aykırılıktan, esas sozlesmeye aykırı ise esas sozlesmeye aykırılıktan ve coğunluğun azınlığı ezmeye ve haklarını ihlal etmeye yonelik ise afaki iyiniyet esaslarına aykırılıktan karar tarihinden itibaren uc ay icinde ortaklar veya mudurler dava acabilecektir. Yalnız karar, yazılı rey ile alınmıssa, anonim şirketlerden farklı olarak karar tarihinden değil de kararın tebliğ tarihinden itibaren uc ay icinde iptal davası acılacaktır.İptal davası sonucunda kabul kararı verilirse tum ortakları bağlayacak ve karar ortadan kalkacaktır. Red kararı verilirse iptal edilecek bir sebep bulunmamıs ve karar gecerliliği devam ettirecektir.

Alınan karar kamu düzenini ilgilendirmeyen, ortakların rızaları ile değişikliğe uğratılabilecek hukumlere aykırı ise, kanuna aykırılıktan, esas sözleşmeye aykırı ise esas sözleşmeye aykırılıktan ve coğunluğun azınlığı ezmeye ve haklarını ihlal etmeye yönelik ise afaki iyiniyet esaslarına aykırılıktan karar tarihinden itibaren üc ay icinde ortaklar veya müdürler dava açabilecektir. Yalnız karar, yazılı rey ile alınmışsa, anonim şirketlerden farklı

olarak karar tarihinden değil de kararın tebliğ tarihinden itibaren uc ay icinde iptal davası acılacaktır. Đptal davası sonucunda kabul kararı verilirse tüm ortakları bağlayacak ve karar ortadan kalkacaktır. Red kararı verilirse iptal edilecek bir sebep bulunmamıs ve karar  gecerliliği devam ettirecektir.[21]

Uygulamada Yargıtay kararları arasında  yeknesaklık olduğu söylenenemez. Yargıtayın pek çok kez farklı yorum yaparak Yokluk durumu olan yerde butlan, butlan olabilecek yerde yokluk veya iptal edilebilirlik seklinde farklı farklı kararları yorumları mevcuttur.

 

Av.Ümit Arif ÖZSOY

Sözü Geçen Çalışmalar

ERDOĞAN, A. (2013). Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi , 3.

KORKUT, Ö. (2012). ANONİM ŞİRKETLERDE GENEL KURUL KARARININ BUTLANI. ADANA : KARAHAN.

MOROĞLU, E. (2012). ANONİM ORTAKLIKLARDA GENEL KURUL KARARLARININ HÜKÜMSÜZLÜĞÜ. İSTANBUL: KİL LEVHA.

ÖNDER, M. (tarih yok). YARGITAY KARARLARI AÇISINDAN LİMİTED ŞİRKET GENEL KURUL KARARLARININ HÜKÜMSÜZLÜĞÜ.

ÖZ, K. O.-T. (2000). BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER . İSTANBUL .

PULAŞLI, H. (2014). ŞİRKETLER HUKUKU ŞERHİ. ANKARA: ADALET YAYINEVİ.

TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP. (1993). BORÇLAR HUKUKU . İSTANBUL .

[1] (ERDOĞAN, 2013)

[2] (MOROĞLU, 2012)

[3] (ERDOĞAN, 2013)

[4] (ÖNDER)

[5] (ÖNDER)

[6] (TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP, 1993)

[7] (ÖZ, 2000)

[8] (ERDOĞAN, 2013)

[9] (ÖNDER)

[10] (ERDOĞAN, 2013)

[11] (ÖNDER)

[12] (KORKUT, 2012)

[13] (ÖNDER)

[14] (PULAŞLI, 2014)

[15] (MOROĞLU, 2012)

[16] (ÖNDER)

[17] (PULAŞLI, 2014)

[18] (ÖNDER)

[19] (MOROĞLU, 2012)

[20] (ÖNDER)

[21] (ÖNDER)

"Güven, Kontrole Mani Değildir."Bize Ulaşın

Teklif Al

Vergi Takvimi