×

7338 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Torba Kanun Resmi Gazete’de Yayımlanmıştır.

7338 Saylı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 26.10.2021 tarih ve 31640 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

 

Kanunla Vergi Usul ve diğer bazı kanunlarda değişiklikler yapılmıştır. Kanunla yapılan düzenlemelerin ana başlıkları ve öne çıkan hususlar aşağıda bilgilerinize sunulmuştur.

 

 

Basit Usule Gelir Vergisi İstisnası

 

Kanun’un 1. maddesi ile; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen mükerrer 20/A maddesiyle, GVK’nın 47 ve 48. maddelerinde yazılı şartları karşılayarak basit usulde vergilendirilen mükelleflerin ticari kazançları, 01.01.2021 tarihinden itibaren gelir vergisinden istisna edilmiştir

 

İstisna kapsamındaki bu kazançlar için yıllık beyanname verilmeyecek ve diğer gelirler dolayısıyla beyanname verilmesi halinde de bu kazançlar beyannameye dahil edilmeyecektir.

 

 

Sosyal Medya İçerik Üreticileri Ve Mobil Cihaz Uygulama Geliştiricileri İçin Gelir Vergisi Kazanç ve KDV İstisnası

 

Kanun’un 2. maddesi ile; 01.01.2022 tarihinden itibaren elde edilen kazançlarda, sosyal içerik üreticilerinin sosyal paylaşım ağları üzerinden elde ettikleri kazançları ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştirenlerin, elektronik uygulama paylaşım ve satış platformları üzerinden elde ettikleri kazançları toplamı 103. maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (2021 yılı için 650.000 TL) aşmayan mükelleflerin bu kazançları gelir vergisinden istisna edilmiştir. 

 

Ayrıca KDV Kanununun 17. maddesinde yapılan değişiklikle Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20/B maddesi kapsamında vergilendirilen kazançlara konu teslim ve hizmetler, katma değer vergisinden istisna edilmiştir. 

 

İstisnadan faydalanılabilmesi için Türkiye'de kurulu bankalarda bir hesap açılması ve bu faaliyetlere ilişkin tüm hasılatın münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil edilmesi şart olup; Bankalar, bu kapsamda açılan hesaplara aktarılan hasılat tutarı üzerinden, aktarım tarihi itibarıyla %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapacaktır. 

 

Bu durumda olanların, 94. maddenin birinci fıkrası kapsamında tevkifat yapma yükümlülüğü bulunmayacaktır.

 

Bu kapsamdaki mükelleflerin başka faaliyetlerinden kaynaklanan kazanç ya da iratlarının bulunması istisnadan faydalanmalarına engel değildir.

 

Düzenleme kapsamındaki kazançları toplamı gelir vergisi tarifesinin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşanlar ile faaliyete ilişkin tüm gelirlerini açılacak özel hesap üzerinden tahsil etmeyenler istisnadan yararlanamayacaktır.

 

 

Tarımsal Destekleme Ödemelerinde Gelir Vergisi İstisnası

 

Gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerin vergilendirme usulü tevkifat yoluyla vergilendirme olduğu için, bu ödemeler de ödemenin niteliğine göre farklı oranlarda tevkifat yoluyla vergilendirilmektedir.

 

Kanun’un 2. maddesi ile; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen mükerrer 20/C madde ile, Kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan tarımsal destekleme ödemeleri gelir vergisinden istisna edilmiştir.

 

Kanun’un 7. maddesi ile; çiftçilere yapılan destekleme ödemelerinden tevkifat yapılmasına ilişkin hüküm, tevkifatla ilgili GVK 94. madde metninden çıkarılmıştır

 

Kanun’un 11. maddesi ile; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen Geçici 92. madde ile; 26.10.2021 tarihinden önce kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan tarımsal destek ödemeleri üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisi, çiftçilerin düzeltme zamanaşımı süresi içerisinde tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan  vazgeçmeleri şartıyla hesaplanacak faizi ile birlikte red ve iade edilecektir.

 

Bu düzenleme 26.10.2021 yürürlüğe girmiştir.

 

 

Yıllık Gelir Vergisi Beyanında Taksit Ödemeleri

 

Kanun’un 8. maddesi ile, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 117. maddesinde yapılan değişiklikle; Yıllık Gelir Vergisi Beyanında yıllık beyanname ile bildirilen gelir üzerinden tahakkuk ettirilen gelir vergisi, 01.01.2021 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere Mart ve Temmuz aylarında olmak üzere iki eşit taksitte ödenecektir.

 

 

Dördüncü Dönem Geçici Vergi Beyanının Kaldırılması ve Kurumlar Vergisinin Ödenmesi

 

Kanun’un 9. maddesi ile, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120. maddesinde yapılan değişiklikle, cari vergilendirme döneminin ilk dokuz ayı, üçer aylık dönemler itibariyle geçici vergi dönemleri olarak belirlenmiştir.

 

Buna göre, cari vergilendirme dönemi içerisindeki üç, altı ve dokuz aylık periyodlar üçer aylık dönemler itibariyle geçici vergi dönemleri kabul edilmektedir. 

 

İlgili takvim yılı veya hesap döneminin son üç aylık dönemi ise geçici vergi dönemi kapsamında sayılmayacak, madde kapsamındaki mükellefler tarafından bu dönem için geçici vergi beyannamesi verilmeyecektir.

 

Buna göre 1.1.2022 tarihinden itibaren  geçici vergi dönemleri,

 

Birinci dönem: Ocak - Şubat - Mart

İkinci dönem: Nisan - Mayıs - Haziran

Üçüncü dönem: Temmuz - Ağustos - Eylül

 

Bu değişiklik, 2022 yılı vergilendirme dönemlerinden itibaren yürürlüğe girecek olup, 2022 yılının ilk dokuz ayına ilişkin olarak üç geçici vergi beyannamesi verilecek, dördüncü geçici vergi beyannamesi verilmeyecektir.

 

 

Vergiye Uyumlu Mükelleflerde İndirim Şartlarının Kolaylaştırılması

 

Kanun’un 10. maddesi ile; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesinde yapılan değişiklikle, Vergiye Uyumlu Mükelleflere Uygulanan %5 Vergi İndiriminde uyumlu mükelleflere uygulanan vergi indiriminin şartlarında değişiklik yapılmıştır.

 

Buna göre; ikmalen veya re’sen yapılmış ve kesinleşmiş bir tarhiyat bulunmaması şartı vergi beyannamelerindeki vergi türleri itibariyle sınırlandırılmış, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki iki yılda haklarında tarhiyat yapılmamış olması şartı, yapılan tarhiyatın kesinleşmesine bağlanmış, ayrıca söz konusu süre içinde kesinleşen tarhiyatın indirim sınırının % 1’inden az olması durumunda indirim koşullarının ihlal edilmemiş sayılacağı şeklinde düzenleme yapılmıştır.

 

Mevcut uygulamada 1.500.000 TL azami indirim tutarının %1’i olan yıllık 15.000 TL’ye kadar ikmalen veya resen tarhiyatlar vergi uyumlu mükelleflerin yapacağı indirimleri engellemeyecektir. 

 

Ayrıca, indirimden yararlanmak için ilk aşamada ilgili yıllar itibarıyla kesinleşmiş tarhiyat olmaması kuralı getirildiği için, yapılan tarhiyatın indirimden yararlanıldıktan sonra kesinleşmesi durumunda yararlanılan indirimin mükelleften geri alınmasına ilişkin hüküm madde metninden çıkarılmıştır.
   

Bu düzenleme 01.01.2022 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

 

 

Elektronik Vergi Dairesi

 

Kanun’un 12. maddesi ile; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 4. maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik ile; Vergi dairesi tanımında değişiklik yapılmış ve fiziki ortamdan bağımsız olarak elektronik ortamda vergi dairesinin kurulması, vergi dairelerinin diğer vergi dairelerinin şubesi olarak belirlenmesi suretiyle mükelleflere hızlı ve etkin hizmet verilebilmesinin sağlanması, vergi dairesince yapılan işlemlerin elektronik ortamda kurulan vergi daireleri tarafından da yerine getirilmesini teinin edecek düzenlemeler yapma konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir.

 

 

Vergi Mahremiyeti Kapsamı

 

Kanun’un 13. maddesi ile; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 5. Maddesine eklenen fıkra ile; vergi mahremiyetine uyması gereken kişilerin kapsamı genişletilmiştir. Buna göre; Gelir idaresi Başkanlığının görev alanına ilişkin işlerde hizmet alımı yoluyla çalıştırılanlar ile hizmet alımı yapılanlar da vergi mahremiyeti kapsamına alınmıştır.

 

 

Yurtdışında Bulunanlara Tebliğ

 

Kanun’un 14. maddesi ile; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 97. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına eklenen cümleler ile; yabancı memlekette bulunanlara tebliğ konusunda düzenleme yapılmış ve yabancı ülkelerde bulunan Türk yurttaşlarına yapılacak tebligatta hangi usullerin izleneceği açıklanmıştır.

 

Buna göre; vergi daireleri yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evrakları, Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilmeksizin, vergi dairesi başkanlıkları, vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde defterdarlıklar tarafından doğrudan yurtdışı temsilciliklerine gönderilerek tebliğ edilebilecektir.

 

 

Basın Yoluyla İlanın Kaldırılması

 

Kanun’un 15. maddesi ile; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. Maddesine eklenen bend ve madde ile; yerel ve ulusal basın yoluyla ilan yapılması uygulaması kaldırılarak, ilanın GİB ve ilgili idarenin internet sitesinde yayımlanması şeklinde düzenleme yapılmıştır.

 

 

Düzeltme Yetkisinin Genişletilmesi

 

Kanun’un 16. maddesi ile; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 120. Maddesine eklenen fıkra ile; vergi hatalarının düzeltilmesi işlemlerinde, yetki devri ile ilgili dönemde bağlı olunan vergi dairesi tarafından yapılması gereken düzeltmelerin diğer vergi daireleri tarafından da yapılabilmesine izin verme ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda Gelir İdaresi Başkanlığına yetki verilmiştir.

 

 

Uzaktan Vergi İncelemesi Yapılabilmesi ve Tutanak Yerine Yazılı Bildirimle Başlanması

 

Kanun’un 17 ve 18. maddesi ile; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 139 ve 140. Maddelerde yapılan değişiklik ile; 01.07.2022 tarihinden itibaren esas olarak mükellefin işyerinde yapılması gereken vergi incelemesinin dairede yapılmasına yönelik değişiklik yapılmış ve İncelemeye Başlama Tutanağı alınmasına ilişkin düzenleme kaldırılmıştır. 

 

İncelemenin dairede yapılması, İncelemeye tabi olanın iş yerinde tespit yapılmasına ve çalışmalarda bulunulmasına mani değildir. 

 

Mükellef ve vergi sorumlusunun talep etmesi ve iş yerinin müsait olması halinde inceleme iş yerinde de yapılabilecektir. 

 

Maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenecektir. 

 

Ayrıca incelemeye tabi olan mükellefe, vergi incelemesinin konusunu ve incelemeye başlanıldığı hususu bir yazıyla bildirilecek olup; incelemeye başlama tutanağı alınmasına ilişkin düzenleme kaldırılmıştır.

 

 

Kurum Kuruluşları Tarafından Hazine Ve Maliye Bakanlığına Bildirim

 

Kanun’un 19. maddesi ile; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na eklenen 170/A maddesi ile; kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan bildirimlerin Gelir İdaresi Başkanlığına yapıldığına ilişkin düzenleme yapılmıştır.

 

213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca mükelleflerin bildirmeye mecbur olduğu bilgilerin, kamu kurum ve kuruluşları tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığına yazılı veya elektronik olarak bildirilmesi durumunda, bu bildirimi mükellefler tarafından yapılmış bildirim olarak kabul etmeye, bu şekilde kabul edilecek bildirimleri mükellefiyet grubu, faaliyet konusu, vergi türü, iş yeri türü, gelir unsuru ve şirket türünü ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak tespit etmeye ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.

 

 

Elektronik Defterler Beratının Tasdik Yerine Geçmesi

 

Kanun’un 20. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na eklenen 226/A maddesiyle; fiziki ortamda tutulan defterlerde bulunan tasdik zorunluluğuna benzer şekilde, e-Defterlerin tasdikiyle ilgili düzenleme yapılmış, elektronik ortamda tutulan defterler için berat alınması veya defterlerin onaylanmasının tasdik yerine geçeceği hükme bağlanmıştır.

 

 

YMM Tasdik Raporları İçin 60 Günlük Ek Süre Verilmesi ve Ceza

 

Kanun’un 22. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesinde yapılan değişiklikle; Yeminli Mali Müşavir tasdik raporlarının ibrazına ilişkin düzenleme yapılmıştır.

 

Buna göre; yararlanılması yeminli mali müşavirlerce düzenlenmiş tasdik raporu ibrazı şartına bağlanan muafiyet, istisna, zarar mahsubu ve benzeri konularda, tasdik raporunun süre içerisinde ibraz edilmemesi durumunda, mükellefe tebliğ edilmek şartı ile 60 günlük bir mühlet verilmesine ve bu süre içinde verilmesi halinde tasdik raporunun zamanında verilmiş sayılmasına; tasdik raporunun bu süre içinde ibraz edilmemesi halinde ise tasdike konu haktan yararlanamaması yönelik düzenleme yapılmıştır. 

 

Ayrıca Kanun’un 40. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesine yeni bir bent eklenerek; tasdik kapsamına alınan konulara ilişkin olarak ibraz edilmesi gereken yeminli mali müşavir tasdik raporunun aynı maddenin üçüncü fıkrasının birinci cümlesinde belirlenen sürede ibraz edilmemesi durumunda, ibraz yükümlülüğünü yerine getirmeyen mükellef adına 50.000 liradan az ve 500.000 liradan fazla olmamak üzere, yararlanılması tasdik raporunun ibraz şartına bağlanan tutarın % 5’i oranında özel usulsüzlük cezası getirilmiştir.

 

 

Gider Pusulasının Düzenlenme Zorunluluğunun Bulunduğu Durumlara Açıklık Getirilmesi

 

Kanun’un 23. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 234. Maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle; gider pusulası düzenleme zorunluluğunun bulunduğu durumlara açıklık getirilmiştir.

 

Buna göre; gider pusulasının, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği ve bu süre içerisinde düzenlenmeyen gider pusulasının hiç düzenlenmemiş sayılacağı ifade edilmiştir.

 

Ayrıca, maddede öngörülen hallerde banka, ödeme kuruluşu ve PTT tarafından düzenlenen belgeler (dekont, alındı vb.) ile bu Kanun uygulamasında belge düzenleme yükümlülüğü bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının tabi oldukları diğer ilgili mevzuat dahilinde düzenledikleri belgeler gider pusulası yerine kabul edilmiş olup ve bu hallerde mükellefler tarafından ayrıca gider pusulası düzenlenmesine gerek kalmamıştır.

 

Ayrıca Kanun’un 40. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesine yeni bir bent eklenerek; gider pusulasının hiç düzenlenmemiş sayıldığı durumlarda özel usulsüzlük cezası kesilebilmesine imkan sağlanmıştır.

 

Bu düzenleme 01.112021 yürürlüğe girecektir.

 

 

Elektronik Defter Beratı ve Elektronik Muhasebe Fişi

 

Kanun’un 24. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 242. Maddesinde yapılan değişiklikle; Elektronik Defter Beratı ve Elektronik Muhasebe Fişi saklanması zorunlu belgelere ilave edilmiştir.

 

Buna göre;  elektronik ortamda tutulan defterlere ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenen standartlara uygun bilgileri içeren ve Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından onaylanmış elektronik dosyayı ifade eden Elektronik defter beratı ve şekil hükümlerinden bağımsız olarak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenen standart ve içeriğe uygun olarak elektronik ortamda düzenlenen, imzalanan, muhafaza ve ibraz edilebilen muhasebe fişine ait elektronik kayıtlar bütünü olarak tanımlanan Elektronik muhasebe fişi, mükelleflerce saklanması zorunlu belgeler arasına ilave edilmiştir.

 

 

Alış Bedeli ve Buna Dahil Olan Unsurlar

 

Kanun’un 26. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 261. Maddesinde yapılan değişiklikle; değerleme ölçütü olarak “Alış bedeli” eklenmiştir.

 

Kanun’un 27. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 262. Maddesinde yapılan değişiklikle; maliyet bedeline girmesi zorunlu olan ve olmayan unsurlar sayılmak suretiyle kanuna eklenmiştir. 

 

Kanun’un 28. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na eklenen 268/A maddesiyle ; alış bedeli, bir iktisadi kıymetin satın alma bedeli olarak tanımlanmıştır. İktisadi bir kıymetin İktisap edilmesi ile ilgili diğer giderler alış bedeline dâhil değildir.

 

 

Enflasyon Düzeltmesi ve Yeniden Değerleme İmkanı 

 

Kanun’un 31. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. Maddesi başlığı ile birlikte değiştirilerek; geçici düzenlemeler çerçevesinde geçmişte yapılan ve halen son uygulaması devam eden, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin yeniden değerlemesi uygulaması sürekli hale getirilmiştir.

 

Buna göre, tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, enflasyon düzeltmesi yapma şartlarının gerçekleşmediği hesap dönemlerinin sonu itibarıyla, bilançolarına dâhil bulunan amortismana tabi iktisadi kıymetlerini ve bunlar üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları maddede belirtilen şartlar doğrultusunda yeniden değerleyebilmeleri mümkün hale gelmiştir. 

 

Kanun’un 52. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na eklenen geçici 32. Madde ile; mükelleflerin istemeleri halinde ilk kez yeniden değerleme yapacakları hesap döneminden önceki hesap döneminin sonu itibarıyla bilançolarına kayıtlı bulunan taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerini maddede yer alan kapsam, şart ve hükümlere uymak koşuluyla yeniden değerleyebilmelerine imkân sağlanmaktadır.

 

Bu düzenleme 01.01.2022 tarihinde yürürlüğe girecektir.

 

 

Günlük Amortisman

 

Kanun’un 32, 33 ve 34. Maddeleriyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 315, 318 ve 320. Maddelerinde yapılan değişiklikle; günlük amortisman uygulaması konusunda düzenleme yapılmıştır.

 

Buna göre; mükelleflere günlük esasa göre amortisman ayrılabilmesi bir seçimlik imkan tanınmıştır.

 

Amortisman süresi hesaplanmasında, Hazine ve Maliye Bakanlığınca yıl olarak tespit edilen faydalı ömür süreleri üç yüz altmış beş ile çarpılarak hesaplanacaktır.

 

Faydalı ömür süresinin iki katını ve elli yılı aşmamak, her yıl için aynı nispet uygulanması şartıyla, daha uzun faydalı ömürler dikkate alınarak amortisman sürelerini uzatabilme hususunda serbesti tanınmıştır.

 

Söz konusu yöntemlerden biri ile amortisman hesaplanmasına başlandıktan sonra, hesaplama şekli değiştirilemeyecektir.

 

 

Dava Ve İcra Takibine Değmeyecek Şüpheli Ticari Alacaklar

 

Kanun’un 35. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 323. Maddesinde yapılan değişiklikle; Şüpheli Ticari Alacaklarda yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra safhasında değmeyecek derecede küçük olan alacaklara ilişkin azami tutar 3.000 TL olarak belirlenmiştir. 

 

Bunun yanında, şüpheli alacak hükümlerinin işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler tarafından da uygulanmasına imkan tanınmıştır.

 

Bu mükellefler, tespit edilen şüpheli alacaklarını defterlerinin gider kısmına ve bunlardan sonradan tahsil edilen miktarları ise tahsil edildikleri dönemde defterlerinin gelir kısmına, hangi alacaklara ait olduğunu gösterecek şekilde kaydederler.

 

 

Yenileme Fonu Uygulaması Ve Sigorta Tazminat Fazlası

 

Kanun’un 36 ve 37. Maddeleriyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 328 ve 329. Maddelerinde yapılan değişiklikle; yenileme fonu uygulaması, uygulamada mevcut yorum farklarının mükellef lehine giderilmesine yönelik giderilmesine dönük yeniden düzenlenmiştir.

 

Buna göre; satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı, işin niteliğine göre zorunlu bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilir ve teşebbüse geçilirse, bu takdirde, satıştan doğan kâr, satışın yapıldığı tarihi takip eden üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilir

 

Bu süre içinde, satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı gerçekleşmezse, geçici hesapta tutulan kâr, satışın yapıldığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kâr ve zarar hesabına eklenir.

 

Pasifte geçici bir hesapta tutulan kar, finansal kiralama yoluyla edinilenler de dahil olmak üzere iktisap edilen bir veya birden fazla kıymetin, kanun hükümlerince ayrılan amortismana mahsup edilecektir.

Yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen zıyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminat fazlası, tazminatın alındığı tarihi takip eden üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilir.

 

Bu süre içinde zarar gören iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı gerçekleşmezse, geçici hesapta tutulan tazminat fazlası, tazminatın alındığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kâr ve zarar hesabına eklenir.

 

 

Vergi Ziyaı ve Usulsüzlükten Dolayı Tekerrür

 

Kanun’un 38. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 379. Maddesinde yapılan değişiklikle; tekerrürde artırım tutarının kesinleşen  cezadan fazla olmaması düzenlenmiştir. 

 

Buna göre, kesinleşen bir cezadan sonra, vergi ziyaı cezasında cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren beşinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren ikinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası %50, usulsüzlük cezası %25 oranında artırılarak uygulanacaktır.

 

Artırım tutarı kesinleşen cezadan (kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda bunlardan tutar itibarıyla en yükseğinden) fazla olamaz.

 

Beş ve iki yıllık sürelerin hesabında cezaların kesinleşme tarihi dikkate alınır.

 

 

Pişmanlık Hükümlerinde Değişiklik

 

Kanun’un 42. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 371. Maddesinde yapılan değişiklikle; pişmanlık hükümlerinde değişiklik yapılmıştır. 

 

Buna göre; mükelleflerin haklarında devam etmekte olan vergi incelemesine ya da yapılan takdire sevk işlemine ilişkin farklı vergi türlerinde pişmanlıkla beyanname verebilmesi mümkün hale getirilmiştir. 

 

Ayrıca Hazine ve Maliye Bakanlığına, maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirleme hususunda yetki verilmiştir. 

 

 

Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezalarında İndirim

 

Kanun’un 43. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 376. Maddesinde yapılan değişiklikle; ceza indiriminin kapsamı değiştirilmiştir. 

 

Buna göre; uzlaşmanın vaki olduğu durumda vergi ziyaı cezası için yararlanılan indirimden, uzlaşma ve tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamına alınan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için de yararlanılması mümkün hale gelmiştir.

 

 

Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezalarında Tarhiyat Öncesi Uzlaşma

 

Kanun’un 44. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 376. Maddesi Ek Madde 1’de yapılan değişiklikle; 5.000 Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları uzlaşma kapsamına alınmıştır.

 

5.000 Türk lirasını aşmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için indirim oranı %50 artırımlı olarak uygulanır

 

Kanun’un 45. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 376. Maddesi Ek Madde 11’de yapılan değişiklikleuzlaşmaya konu edilebilecek usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının tespitinde, cezayı gerektiren fiil bazında kesilecek toplam ceza tutarı dikkate alınacaktır.

 

 

Çifte Vergilendirmeyi Önleme Kapsamında Karşılıklı Anlaşma Usulü

 

Kanun’un 46, 47, 48, 49 ve 50. Maddeleriyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 376. Maddesine eklenen Ek 14, 15, 16, 17 ve 18. Maddeleriyle; mükelleflerin usulüne uygun yürürlüğe konulmuş bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine aykırı olarak vergilendirildiği veya bu şekilde vergilendirileceğine ilişkin kuvvetli emareler bulunduğu iddiasıyla anlaşmanın “Karşılıklı Anlaşma Usulü” hükümlerine göre Gelir İdaresi Başkanlığına veya çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine bağlı olarak diğer ülke yetkili makamlarına da başvurabileceği belirlenerek, Karşılıklı Anlaşma Usulü, başvuru şartları, Dava Açma, Neticelenmesi, Uzlaşma Talebei ve zamanaşımı gibi diğer yasal düzenlemeler hükme bağlanmıştır. 

 

Buna göre; mükellefler, usule uygun yürürlüğe konulmuş bir vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine aykırı olarak vergilendirildiği veya bu şekilde vergilendirileceğine ilişkin kuvvetli emareler bulunduğu iddiasıyla anlaşmanın "Karşılıklı Anlaşma Usulü" hükümlerine göre Gelir İdaresi önleme anlaşması hükümlerine bağlı olarak diğer ülke yetkili makamlarına da başvurabilecektir.

 

Ayrıca vergilendirmenin matrah veya vergi farkları itibarıyla bölünebildiği durumlarda, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşma kapsamındakibölümüne isabet eden kısım için başvuru yapılabilecektir.

 

Bu maddeye göre, başvuru, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasında öngörülen süre ve usulde yapılacaktır. 

 

Diğer taraftan, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasında süre bulunmadığında veya iç mevzuat hükümlerine atıf yapıldığında başvurunun Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine aykırı olduğu iddia edilen bir vergilendirme işleminden mükellefin ilk haberdar olduğu tarihten itibaren üç yıl içerisinde yapılması gerekir.

 

Karşılıklı anlaşma usulüne göre başvuru; başvuru kapsamındaki tarh ve tebliğ edilen vergi ve cezalar ile ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergiye ilişkin dava açma sürelerini durdurur.

 

Anılan hükümler 01.01.2022 tarihinden itibaren yapılacak başvurularda uygulanacaktır.

 

 

Arge, Yenilik ve Tasarım Faaliyetlerinde Yeni Makine ve Teçhizata Hızlı Amortisman

 

Kanun’un 52. Maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na Eklenen Geçici 32. Madde ileArge, Yenilik ve Tasarım Faaliyetlerinde Kullanılmak Üzere 31.12.2023 Tarihine Kadar İktisap Edilen Yeni Makine ve Teçhizata Hızlı Amortisman Uygulanması imkanı getirilmiştir.

 

Buna göre; arge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde kullanılmak üzere anılan maddede belirtilen kapsam ve şartlar dâhilinde iktisap edilen yeni makina ve teçhizatlar için uygulanacak amortisman oran ve sürelerinin, yürürlük tarihinden 31.12.2023 tarihine kadar, tespit ve ilan edilen faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle hesaplanabilecektir.

 

 

Damga Vergisi İstisnası

 

Kanun’un 54. Maddesiyle, ile 488 sayılı Damga Vergisi Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV- Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün (36) numaralı fıkrasına eklenen fıkra ile; damga vergisinde istisna uygulamasının kapsamı genişletilmiştir.

 

Buna göre; genel ve özel bütçeli idarelere, il özel idarelerine, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına, belediyelere ve köylere yapılacak bağışlara ilişkin olarak ilgili idare ile bağışlayanlar arasında düzenlenen kağıtlar, istisna kapsamına alınmıştır

 

Ayrıca Teminatlı sermaye piyasası araçlarının ihracında, Sermaye Piyasası Kanununun 31/B maddesi kapsamında teminat yöneticisinin taraf oldukları dahil olmak üzere sermaye piyasası araçlarının ihracına konu teminatlara ilişkin olarak düzenlenen makbuz ve kağıtlara damga vergisi istisnası getirilmiştir.

 

 

Cumhurbaşkanına ÖTV Oranını 3 Katına Kadar Artırma Yetkisi ve ATV, UTV ve Karavanlarda GTİP Kodları ve ÖTV Oranı

 

Kanun’un 56. Maddesiyle, ÖTV Kanununun 12. maddesinde yapılan değişikle; Cumhurbaşkanına tütün mamülleri ile araçlarda uygulanan ÖTV oranını 3 katına kadar artırma yetkisi verilmiştir.

 

ÖTV Kanunu ekinde yer alan (II) sayılı listede yapılan değişiklikle; ATV ve UTV isimli araç tipleri için, fiziksel ve teknik özelliklerine göre gümrük tarife cetvelinin 87.01. 87.03 ve 87.04 tarife pozisyonlarında yer alan ve farklı GTIP numaralarında beyan edilen söz konusu taşıtların, ÖTV karşısındaki durumları netleştirilmiş, motor silindir hacmine ve ÖTV matrahına göre farklı oranlarda vergilendirilen motorlu karavanlarda vergilendirmeye esas tek bir oran belirlenmiştir.

 

Ayrıca, 87.03 GTİP numaralı altında motor silindir hacmine ve özel tüketim vergisi matrahına göre farklı oranlarda vergilendirilen motorlu karavanlarda vergilendirmeye esas tek bir oran belirlenmiştir.

 

 

Varlık Yönetim Şirketlerine Bazı İstisnalar Tanınması

 

Kanun’un 58. Maddesiyle 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 143. maddesinin 6. fıkrasında yapılan değişiklikle; varlık yönetim şirketlerine kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen 5 yıl süresince uygulanan damga vergisi, harç ve KKDF istisnası sürekli hale getirilmiş, buu şirketlere tanınan banka ve sigorta muameleleri vergisine ilişkin istisna kaldırılmıştır.

 

 

Yurt Dışından Gelen Nakdi Sermaye Artırımında Daha Fazla İndirim İmkanı

 

Kanun’un 59. Maddesiyle, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. Maddesinin ı bendinde yapılan değişikle; Kurumlar vergisi mükellefleri için nakdi sermaye artışı indiriminde %50 uygulanan nakdi sermaye faiz indirimi oranıyurt dışından gelen sermaye payları için %75 olarak  uygulanacaktır.

 

Bu düzenleme, 26.10.2021 tarihinden itibaren artırılan sermaye yükümlülükleri açısından geçerli olacaktır.

 

 

Yatırıma Katkı Tutarının %10’luk Kısmının ÖTV ve KDV Hariç, Diğer Vergi Borçlarından Terkin Edilmek Suretiyle Kullanılmasına Olanak Sağlanması

 

Kanun’un 60. Maddesiyle, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesine eklenen 8. fıkrayla, İndirimli kurumlar vergisi uygulamasında, yatırıma katkı tutarının %10'luk kısmı, kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar talep edilmesi şartıyla, ÖTV ve KDV hariç olmak üzere tahakkuk etmiş diğer vergi borçlarından terkin edilmek suretiyle kullanılabilecektir.

 

Bu tutar ile birlikte bu tutarın bir katı, vazgeçilen yatırıma katkı tutarı olarak toplam yatırıma katkı tutarından düşülecektir. 

 

Yatırımın bütünü itibarıyla terkini talep edilebilecek toplam tutarın hesabında ise, mükellefin ilgili yatırım teşvik belgesi kapsamındaki toplam yatırım harcamasına yatırıma katkı oranının uygulanmasıyla belirlenen tutarın %10’unun aşılması mümkün olmayacaktır.

 

Yatırımcılar tarafından bu kapsamda yapılan yatırım harcamaları nedeniyle hak kazanılan yatırıma katkı tutarımın en fazla %10'luk kısmı bu düzenleme çerçevesinde ÖTV ve KDV hariç diğer vergi borçlarından terkin edilebilecektir.

 

Düzenleme, gerek mevcut gerekse yeni alınacak yatırım teşvik belgeleri kapsamında 01.01.2022 tarihinden itibaren yapılacak yatırım harcamalarına uygulanacaktır.

 

01.01.2022 tarihinden önce yapılan yatırım harcamaları nedeniyle hak kazanılan ancak kazanç yetersizliği nedeniyle henüz kullanılamamış yatırıma katkı tutarları bu kapsamda değildir.

 

 

Konaklama Vergisinin Yürürlük Tarihi Ertelemesi

 

Kanun’un 61. Maddesiyle, 7194 sayılı kanunun 52. maddesinde yapılan değişiklikle, 01.01.2022 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülen konaklama vergisinin yürürlük tarihi 01.01.2023 tarihine ertelenmiştir.

 

Söz konusu Kanuna ulaşmak için tıklayınız.

 

Saygılarımızla.

 

Esas Bağımsız Denetim S. M. Mali Müşavirlik A. Ş.

 

"Güven, Kontrole Mani Değildir."Bize Ulaşın

Teklif Al

Vergi Takvimi