×

7262 Sayılı; Dernekler, Yardım Toplama, Türk Ticaret ve Çek Kanunu Gibi Farklı Kanunlarda Düzenlemeler Yapılan Torba Kanun (Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun) Resmi Gazete’de Yayımlandı.

7262 Sayılı "Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun" 31.12.2020 tarihli ve 31351 sayılı 5. Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

 

Kanunla; 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu, 5253 sayılı Dernekler Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun, 5941 sayılı Çek Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun’da pek çok düzenleme yapılmıştır.

 

Kanunla yapılan düzenlemelerden Yardım toplama Kanunu, Dernekler Kanunu, Çek Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu (TTK) kapsamındaki düzenlemelerde öne çıkan hususlar özet olarak aşağıda açıklanmıştır.

 

 

2860 Sayılı Yardım Toplama Kanununda Yapılan Değişiklikler

 

Kanun’un 7 ila 10. maddeleri ile 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun; izinsiz yardım toplanması, yurt dışına yapılacak yardımlar, bilgi belge istenmesi, idari para cezaları gibi hükümlerinde değişiklikler yapılmaktadır.

 

Kanun’un 7. Maddesi ile 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun 6. maddesine eklenen fıkraya göre; izinsiz yardım toplama faaliyetinin internet ortamında yapıldığının tespiti hâlinde ilgili Valilik veya İçişleri Bakanlığı tarafından içerik ve/veya yer sağlayıcıya, yardım toplama faaliyetine ilişkin içeriğin çıkarılması için internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler üzerinden elektronik posta veya diğer iletişim araçları ile bildirimde bulunulur.

 

İçeriğin en geç 24 (yirmidört) saat içinde içerik ve/veya yer sağlayıcı tarafından çıkarılmaması veya içerik ve yer sağlayıcıya ilişkin bilgilerin edinilememesi ya da teknik nedenlerle bildirimde bulunulamaması hâlinde ilgili valilik veya İçişleri Bakanlığı internet ortamındaki söz konusu içeriğe ilişkin erişimin engellenmesine karar verilmesi için Sulh Ceza Hâkimliğine başvurur.

 

Hâkim, talebi en geç 24 (yirmidört) saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar ve gereği yapılmak üzere doğrudan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na gönderir. Bu karara karşı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilir. Bu kapsamda verilen erişimin engellenmesi kararı, içeriğe erişimin engellenmesi (URL vb.) yöntemiyle verilir.

 

Kanun’un 8. Maddesi ile 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun 9. maddesine eklenen fıkraya göre; suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı ile mücadele kapsamında gerekli tedbirlerin alınması ve ülkemizden yurtdışına yapılacak yardımlara ilişkin mevzuat boşluğunun giderilmesini teminen düzenleme yapılarak, yurt içine ve yurt dışına yapılacak yardımlara ilişkin usul ve esaslarının yönetmelik ile belirleneceği belirtilmiştir.

 

Kanun’un 9. Maddesi ile 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun 16. maddesindeki değiştirilen 3. Fıkraya göre; denetimlerin daha etkin bir şekilde yapılabilmesini sağlamak amacıyla; yardım toplama faaliyetinin denetiminde görevlendirilenlerin ve bu faaliyetlere izin veren makamların yapılan denetim ve incelemeyle sınırlı olmak üzere, yardım toplama faaliyetiyle ilgili olanlardan, kamu kurum ve kuruluşlarından, bankalar dahil gerçek ve tüzel kişilerden denetim görevi kapsamına giren hususla sınırlı olarak ilgili bilgi ve belgeyi isteyebilmelerine imkan tanınmaktadır.

 

Talepte bulunulanlar özel kanunlarda yazılı hükümleri ileri sürerek bilgi ve belge vermekten kaçınamayacaktır.

 

Kanun’un 10. Maddesi ile 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun değiştirilen 29. maddesine göre; yardım toplama faaliyetleri kapsamındaki cezai düzenlemelerde caydırıcılığın sağlanması amacıyla izin verilen yardım toplama şekli dışında kalan diğer yardım toplama şekillerine göre izinsiz yardım toplanması, izinsiz yardım toplanmasına yer ve imkan sağlayanların uyarılmalarına rağmen bu faaliyeti sonlandırmaması, belirlenecek usul ve esaslara aykırı olarak yurt dışına yardım yapılması ve denetim ile görevlendirilenler ve izin vermeye yetkili makamlarca talep edilen bilgi ve belgeyi verme yükümlülüğüne aykırı hareket edilmesi fiilleri de idari yaptırıma tabi tutulmuştur. 

 

Düzenleme ile; idari para cezalarının miktarları artırılmıştır.

 

İzinsiz yardım toplayanlara beş bin Türk lirasından yüz bin Türk lirasına kadar, İnternet ortamında izinsiz yardım toplanması hâlinde ise on bin Türk lirasından iki yüz bin Türk lirasına kadar idari para cezası verilir.

 

Kanunun 9. maddesi uyarınca belirlenen usul ve esaslara aykırı olarak yurt dışına yardım yapan sorumlu kurul üyelerine, beş bin Türk lirasından yüz bin Türk lirasına kadar idari para cezası verilir.

 

Bu Kanunun 16. maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı bilgi ve belge vermekten kaçınarak hareket edenlere beş bin Türk lirasından yirmi bin Türk lirasına kadar idari para cezası verilir.

 

İzin verilen yardım toplama şekli dışında (makbuzla, belirli yerlere kutu koyarak, bankalarda hesap açtırarak, yardım pulu çıkararak, eşya piyangosu düzenleyerek, kültürel gösteriler ve sergiler yoluyla, spor gösterileri, gezi ve eğlenceler düzenlemek veya bilgileri otomatik ya da elektronik olarak işleme tâbi tutmuş sistemler kullanmak suretiyle) 5. maddede belirtilen diğer yardım toplama şekillerine göre izinsiz yardım toplayanlar, uyarılmalarına rağmen bu faaliyeti sonlandırmazsa beş bin Türk lirasından yirmi bin Türk lirasına kadar idari para cezası ile cezalandırılır.

 

Kanunun diğer hükümlerine aykırı davranışta bulunanlara, fiilleri suç oluşturmadığı takdirde, bin Türk lirası idari para cezası verilir.

 

Yukarıdaki fıkralara aykırı davranış sonucu izinsiz toplanan mal ve paralara el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir.

 

Bu maddede yazılı olan idari yaptırımlara karar vermeye yardım toplama iznini veren makam yetkilidir.  İzinsiz yardım toplanması hâlinde idari yaptırımlara vali karar verir.

 

Vali bu yetkisini vali yardımcılarına veya kaymakamlara devredebilir.

 

 

Dernekler Kanununda Yapılan Değişiklikler

 

Kanun’un 11 ila 17. maddeleri ile 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun; yurt dışı derneklerin kapsama alınması, suça karışan organ temsilcilerinin görevden alınması, periyodik denetim, yurt dışı yardımlar, mahkum olanların azledilmesi, idari para cezaları ve kanun kapsamının genişletilmesi gibi hükümlerinde değişiklikler yapılmaktadır.

 

Kanun’un 11. Maddesiyle 5253 sayılı Dernekler Kanununun 1. maddesinde yapılan değişikliğe göre; merkezi yurt dışında bulunup Türkiye’de faaliyette bulunan vakıflar da yabancı dernekler gibi kanun kapsamına alınmıştır.

 

Kanun’un 12. Maddesi ile 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 3. maddesine eklenen 3. fıkraya göre; affa uğramış olsa bile Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında yer alan suçlar ile Türk Ceza Kanunu’nda yer alan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ya da suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından mahkûm olanların derneklerin genel kurul dışındaki yönetim, denetim kurulu gibi organlarında görev alamayacakları ve bu organlara seçildikten sonra söz konusu suçlardan mahkûm edilenlerin görevinin sona ereceği düzenlenmiştir. 

 

Ayrıca yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı verildiği takdirde bu hükümler uygulanmayacaktır.

 

Kanun’un 13. Maddesi ile 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 19. maddesinde yapılan değişiklikler, eklenen fıkra ve cümlelere göre;

 

Derneklerin denetimlerinin periyodik yapılmasını teminen, yapılacak risk değerlendirmelerine göredenetimlerin 3 (üç) yılı geçmeyecek şekilde her yıl ve kamu personeli eliyle yapılacağı;

 

Söz konusu denetimleri gerçekleştirecek kişilerin ve buna ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği,

 

Denetim ile görevlendirilenlerin kamu kurum ve kuruluşlarından, bankalar dahil gerçek ve tüzel kişilerden denetim görevi kapsamına giren hususla sınırlı olarak ilgili bilgi ve belgeyi isteme yetkisine sahip olacağı,

 

Talepte bulunulanların özel kanunlarda yazılı hükümleri ileri sürerek bilgi ve belge vermekten kaçınamayacakları,

 

Denetim sırasında uzmanlık ve teknik bilgi gerektiren durumlarda İçişleri Bakanlığı, valilikler ve kaymakamlıklar tarafından bilirkişi görevlendirilebileceği

 

belirtilmiştir.

 

Ayrıca, Özel kanunlarındaki düzenlemeler saklı kalmak üzere, İçişleri Bakanlığınca veya mülki idare amirliğince talep edilmesi hâlinde, dernekler ile derneklere ait her türlü tesis, müessese ve ortaklığı bulunan kuruluşlar, görev alanları ile sınırlı olmak üzere ilgili bakanlık ve kuruluşlar tarafından denetlenebilecektir

 

Kanun’un 14. Maddesi ile 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun başlığı “Yurt dışı yardımlar” şeklinde değiştirilmiş 21. Maddesi ve eklenen fıkraya göre; dernekler tarafından yurtdışına yapılacak yardımların şeffaf, hesap verilebilir şekilde yürütülmesi, ayrıca suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı ile mücadele kapsamında gerekli tedbirlerin alınması amacıyla bildirim esasına dayalı olacak şekilde düzenlenmiştir. 

 

Buna göre; yurt dışına yapılacak yardımlar kapsamında, yardım yapılmadan önce dernekler tarafından mülki idare amirliğine bildirileceği; bildirimin şekli ve içeriği ile yurt dışına yapılacak yardımlara ilişkin usul ve esasların yönetmelikte düzenleneceği belirtilmiştir.

 

Kanun’un 15. Maddesi ile 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 30. maddesine eklenen 30A. maddesine göre; Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında yer alan suçlar ile Türk Ceza Kanunu’nda yer alan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ya da suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından dolayı derneğin genel kurulu dışındaki organlarında görevli olanlar veya ilgili personel hakkında soruşturma başlatılması halinde bu kişiler yahut bu kişilerin görev yaptığı organlar geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilecektir. 

 

Bu tedbirin yeterli olmaması ve gecikmesinde sakınca bulunması durumunda İçişleri Bakanı, derneği geçici olarak faaliyetten alıkoyabilecek ve derhal mahkemeye başvuracaktır. Bu karara karşı, son hükmü 48 (kırksekiz) saat içinde sulh hukuk mahkemesi verecektir.

 

İlgililer her zaman faaliyetten geçici alıkoyma kararının kaldırılmasını talep edebilir. Mahkeme başvuruyu gecikmeksizin karara bağlar.

 

Birinci fıkraya ve 32. maddenin birinci fıkrasının (f) bendine göre geçici olarak görevden uzaklaştırılan organların ve bu organların üyelerinin yerine yapılacak atamalarda 27. madde ile Türk Medenî Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.

 

Kanun’un 16. Maddesi ile 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun Ceza Hükümlerine ilişkin 32. Maddesinin değiştirilen k bendi ve yeni eklenen t ve u fıkralarına göre; dernekler üzerinden suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı suçlarıyla daha etkin mücadele için idari yaptırımlar yeniden düzenlenmiş ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla yaptırım miktarı artırılmıştır

 

Buna göre; İç Denetimle ilgili 9 ve Beyanname verme yükümlülüğü ve denetimle ilgili 19. maddelerinin üçüncü fıkralarındaki zorunluluğa uymayanlar ile tutulması zorunlu olan defter ve belgelerin, gerekli dikkat ve özen gösterilmiş olması şartıyla elde olmayan bir nedenle okunamayacak hâle gelmesi veya kaybolması hâlinde, öğrenme tarihinden itibaren on beş gün içinde dernek merkezinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesine zayi belgesi almak için başvurmayan veya bu belgeyi denetim sırasında ibraz edemeyenler üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılacağı şeklinde düzenleme yapılmıştır. 

 

Yurt dışından alınacak yardımların bildirim ve bankadan alınması ile ilgili 21. maddenin birinci ve ikinci fıkralarındaki yükümlülüklere aykırı hareket edenlere beş bin Türk lirasından yüz bin Türk lirasına kadar idari para cezası verileceği hükme bağlanmıştır.

 

t fıkrası ile yapılan düzenlemeye göre; Bilgi vermekten kaçınmaya ilişkin 19. maddenin dördüncü fıkrasına aykırı hareket edenlere beş bin Türk lirasından yirmi bin Türk lirasına kadar idari para cezası verilir.

 

u fıkrası ile yapılan düzenlemeye göre; 7.000 TL’yi aşan her türlü gelir, tahsilat, gider ve ödemelerini bankalar ve diğer finans kuruluşları veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla yapmayan dernek yöneticilerine her bir işlem için işleme konu tutarın %10’una kadar idari para cezası verilir.

 

Bu tutar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırın, o yıl için Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır.

 

Kanun’un 17. Maddesi ile 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun değiştirilen 36. Maddesine göre; Kanun hükümlerinin, derneklerin şubeleri, dernek ve vakıfların üst kuruluşları, merkezleri yurtdışında bulunan dernekler, vakıflar ve diğer kar amacı gütmeyen kuruluşların Türkiye’deki şube veya temsilcilikleri ile Türkiye’de faaliyette veya iş birliğinde bulunma izinleri hakkında da ceza hükümleri ile birlikte uygulanacağı belirtilmiştir.

 

 

Çek Kanununda Yapılan Değişiklikler

 

Kanun’un 26. maddesine göre; 5941 sayılı Çek Kanunu’nun geçici 3. maddesinin 5. fıkrasında yer alan “31.12.2020” ibaresi “31.12.2021” şeklinde değiştirilmiş ve böylece 31.12.2021 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz hale gelmiştir.

 

Dolayısıyla, 64 sayılı VUK Sirkülerinde yer alan vadeli çeklerin uygulamada senede bağlı alacak ve borç gibi sayılacağı; dolayısıyla çeklerin de reeskonta tabi tutulabilmesinin mümkün olduğu şeklindeki uygulama da, 31.12.2021 tarihine kadar uzamıştır.

 

 

Türk Ticaret Kanununda Yapılan Değişiklikler

 

Kanun’un 27 ila 34. maddeleri ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun; defter tutma yükümlülüğü, pay senedi bastırılması, hamiline yazılı pay senetlerinin devri hükümlerinde değişiklikler yapılmaktadır.

 

Kanun’un 27. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) 64. Maddesinin 4. fıkrasına eklenen cümleler ile, Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri saklı kalmak üzere, Ticaret Bakanlığı, pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defterinin elektronik ortamda tutulmasını zorunlu kılabilecektir.

 

Dolayısıyla uygulamada karşılaşılan pay defterinin kaybolması, mükerrer pay defteri tutulması gibi sorunların önüne geçilmesi, hisse devirleri kayıt altına alınarak ortaklık ve buna bağlı hakların korunması, şirketler topluluğunda hakim ve bağlı ortakların kolay tespitine imkan tanınması, gerçek ortaklık yapısının sağlıklı bir şekilde ortaya konulması amaçlanarak Ticaret Bakanlığı’na pay defterinin elektronik ortamda tutulmasını zorunlu kılma yetkisi verilmiştir.

 

Kanun’un 28 ve 29. Maddeleri ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) 415. maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik ve kaldırılan 3. Fıkra hükmü ile 417. maddenin birinci fıkrasında yapılan değişiklik ve eklenen beşinci fıkrasına göre; genel kurula katılabilecek kayden izlenen payların sahiplerine ilişkin liste Merkezi Kayıt Kuruluşundan alınacak pay sahipleri çizelgesine göre düzenlenecektir.

 

Buna paralel, aynı maddenin ikinci fıkrasında yer alan "hamiline yazılı pay senedi sahipleri bakımından da giriş kartı alanları” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

 

Dolayısıyla halka açık olmayan anonim şirketlerde hamiline yazılı pay senetleri bakımından yönetim kurulunun pay sahipleri çizelgesini Merkezi Kayıt Kuruluşundan sağlayacağı listeye göre düzenlemesi hükme bağlandığı için hamiline yazılı pay senedi sahipleri bakımından giriş kartı alma usulü kaldırılmıştır.

 

Hamiline yazılı pay senedi sahiplerinin Merkezi Kayıt Kuruluşundan alınacak pay sahipleri çizelgesine göre genel kurul toplantılarına katılmaları usulü kabul edildiğinden maddenin üçüncü fıkrası bu değişikliğe uyum sağlamak amacıyla yürürlükten kaldırılmıştır.

 

417. maddenin 5. fıkrasına yapılan değişiklikle, 

 

  • Pay sahipleri çizelgesinin MKK'dan sağlanmasının usul ve esasları, 
  • gereğinde genel kurul toplantısının yapılacağı gün ile sınırlı olmak üzere payların devrinin yasaklanması ve ilgili diğer konular, 

 

Sermaye Piyasası Kanunu madde 13 uyarınca kayden izlenen paylara ilişkin olarak Sermaye Piyasası Kurulu tarafından, hamiline yazılı paylar bakımından ise Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılacak bir tebliğ ile düzenleneceği hükme bağlanmıştır.

 

Yeni sisteme uyum için TTK 415. maddenin üçüncü fıkrası madde kapsamından çıkartılmıştır.

 

Kanun’un 30. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) 426. Maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişikliğe göre; hamiline yazılı pay senedinin zilyedi bulunduğunu ispat eden ve Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilen kimse, şirkete karşı pay sahipliğinden doğan hakları kullanmaya yetkili kılınmıştır.

 

 

Kanun’un 31. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) 486. Maddesinin 2. fıkrasına eklenen cümle ile; hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasında ve senetler pay sahiplerine dağıtılmadan önce devrinde Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildiririm yükümlülüğü getirilmiştir.

 

 

Kanun’un 32. Maddesi ile değiştirilen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) 489. Maddesi ile; TTK’nın “Hamiline yazılı pay senetlerinin devri” başlıklı 489. madde aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

 

Buna göre; kayden izlenmeyen hamiline yazılı pay senetlerinin devrinde, devrin şirket ve üçüncü kişiler nezdinde hüküm ifade etmesi için pay senedini devralan tarafından Merkezi Kayıt Kuruluşu’na bildirimde bulunulması zorunluluğu getirilmiştir.

 

Hamiline yazılı pay senedini devralan tarafından gerekli bildirimde bulunulmazsa, devralan bu Kanun’dan doğan paya bağlı haklarını gerekli bildirim yapılıncaya kadar kullanamayacaktır.

 

Hamiline yazılı pay senedine bağlı hakların şirkete ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi için Merkezi Kayıt Kuruluşu’na yapılan bildirim tarihi esas alınacaktır.

 

Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından hamiline yazılı pay senetleriyle ilgili tutulan kayıtlar talep edilmesi halinde yetkili kılınmış mercilerle paylaşılabilecektir.

 

Hamiline yazılı pay senetleriyle ilgili kayıtların tutulmasına ilişkin usul ve esaslar ve bu kayıtlarla ilgili verilecek hizmet kapsamında alınacak ücret Ticaret Bakanlığı’nca bir tebliğ ile belirlenecektir.

 

Kanun’un 33. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) 562. maddesine eklenen 13. Fıkrasına göre; madde 486 ve 489’da yer alan MKK’ya bildirim yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi hallerinde idari yaptırım uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

 

Buna göre;

 

  • 486. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca (Hamiline yazılı pay senedi çıkaran anonim şirketlerde, hamiline yazılı pay sahipliğine ilişkin bilgileri) bildirimde bulunmayanlar için yirmi bin Türk lirası,

 

  • 489. maddesinin birinci fıkrası uyarınca (Hamiline yazılı pay senedini devralan) bildirimde bulunmayanlar için beş bin Türk lirası,

 

idari para cezası uygulanacağı düzenlenmiştir.

 

Kanun’un 34. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’na eklenen Geçici 14. madde hükmüne göre; hamiline yazılı pay senedine sahiplerine, 31.12.2021 tarihine kadar Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilmek üzere pay senetleri ile birlikte anonim şirkete başvurma yükümlülüğü getirilmiştir.

 

Bu başvuru üzerine anonim şirket yönetim kurulu, 5 (beş) iş günü içinde hamiline yazılı pay sahipleri ile sahip oldukları paya ilişkin bilgileri Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirir

 

Pay sahipleri anonim şirkete başvurmazsa bu Kanundan doğan paya bağlı haklarını gerekli başvuru yapılıncaya kadar kullanamaz.

 

Başvuruda veya bildirimde bulunmayanlar hakkında 562. maddenin 13. fıkrası uyarınca idari para cezası uygulanacağı düzenlenmiştir.

 

TTK’da yapılan bu değişiklikler, 1 Nisan 2021 tarihinde yürürlüğe girecektir.

 

 

Söz konusu Kanuna ulaşmak için tıklayınız.

 

Güncel 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu’na ulaşmak için tıklayınız.

 

Güncel 5253 Sayılı Dernekler Kanunu’na ulaşmak için tıklayınız.

 

Güncel 5941 sayılı Çek Kanunu’na ulaşmak için tıklayınız.

 

Güncel 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’na ulaşmak için tıklayınız.

 

 

Saygılarımızla.

 

Esas Bağımsız Denetim S. M. Mali Müşavirlik A. Ş.

 

"Güven, Kontrole Mani Değildir."Bize Ulaşın

Teklif Al

Vergi Takvimi