×

Bazı Alacakların Yapılandırılması, Esnaf Ahilik Sandığının kurulması, Uyumlu Mükellefe vergi indirimi ile Yabancılara Konut Ve İşyeri Satışına KDV İstisnası getiren 6824 sayılı Torba Kanun Resmi Gazete’de yayımlandı.

6824 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun“ 08.03.2017 tarih ve 30001 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

 

Kanunla; tarımsal kredi alacaklarının yeniden yapılandırılması, vergisini düzenli ödeyenlerin vergilerinde yüzde 5 indirim, Esnaf Ahilik Sandığının kurulması, yabancılara konut satışında KDV istisnası gibi düzenlemeler getirilmiştir. 

 

Kanunla getirilen düzenlemeler özet olarak aşağıda açıklanmıştır.

Kanun’un 1. Maddesine göre, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından kullandırılan ve 31 Aralık 2016 itibarıyla takip hesaplarında izlenen tarımsal kredi alacakları, kanunun yürürlüğe girdiği tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar banka/kooperatife başvuruda bulunulması kaydıyla yeniden yapılandırılacaktır.

Kanun’un 2. Maddesine göre, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nin (TEDAŞ) elektrik tüketiminden kaynaklanan alacaklarından, vadesi 15 Şubat 2017 itibarıyla geldiği halde düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödenmemiş olan borçlar yeniden yapılandırılacaktır.

 

Kanun’un 3. Maddesine göre, Geliştirme ve Destekleme Fonundan kullandırılan Irak Programı Kredilerinden, Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş. (Banka) tarafından takip edilen alacaklar ile bu alacak aslına ilişkin hesaplanan faiz, zam ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu maddede belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, alacak asıllarına bağlı faiz, zam ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilecektir.

 

Kanun’un 4. Maddesine göre,, Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga mükerrer 121. maddesi “Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi” başlığıyla yeniden düzenlenmiştir.

Buna göre; ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar (finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç), kurumlar vergisi mükelleflerinden belirlenen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’i, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirilecektir.

Hesaplanan indirim tutarı, her hâl ve takdirde 1 milyon TL’yi geçemeyecektir. İndirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilecektir. Bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarlar red ve iade edilmeyecektir. 

Söz konusu indirimden faydalanabilmek için;

a.   İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin (2015, 2016, 2017 yıllarına ilişkinKDV, Muhtasar, Geçici Vergi, YGV, KV, DV vs ) kanuni süresinde verilmiş (düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması (Her bir beyanname itibarıyla 10 TL’ya kadar yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali sayılmaz.), 

b.   Bu süreler içerisinde, haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması (Yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararlarıyla, uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.), 

c.   İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dâhil) 1.000 TL üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması

gerekmektedir.

Ayrıca 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 yıllarında VUK.359. md. kapsamında naylon fatura vs gibi sebeplerle kaçakçılık suçu işlememiş olmalıdır.

Bakanlar Kurulu, indirim oranını ve 1 milyon liralık tutarı iki katına kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, kanuni oran ve tutarına getirmeye yetkilidir.

 

Bu şartların sağlanıp sağlanmadığını kontrol mükellefin sorumluluğundadır. Yersiz yararlananlardan tahsil edilmeyen vergiler cezalarıyla geri alınacaktır.

 

Kanun’un 5. Maddesine göre,; 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun “I. Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün “A. Belli parayı ihtiva eden kağıtlar:” başlıklı fıkrasına (13) numaralı bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki 14, 15, 16. Ve 17. bentler eklenerek damga vergisine tabi kağıtlar arasında yer alan inşaat sektörüne ilişkin farklı sözleşme türlerinde oranların farklılaştırılmasına ve sosyal sorumluluk projeleri kapsamında proje yürütücüsü sivil toplum kuruluşları ile bu projelere destek veren kamu kurum ve kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları arasında düzenlenen kâğıtların damga vergisinden istisna hale gelmiştir.

14. Resmi şekilde düzenlenen kat karşılığı veya hasılat paylaşımı inşaat sözleşmeleri-                     (Binde 9,48)

15. Resmi şekilde düzenlenen kat karşılığı veya hasılat paylaşımı inşaat sözleşmeleri kapsamında yapı müteahhitleri ile alt yükleniciler arasında düzenlenen inşaat taahhüt sözleşmeleri-                             (Binde 9,48)

16. Kat karşılığı veya hasılat paylaşımı inşaat işlerine ilişkin danışmanlık hizmet sözleşmeleri-        (Binde 9,48)

17. Yapı denetimi hizmet sözleşmeleri-                                                                                                   (Binde 9,48)

Kanun’un 6. Maddesine göre, 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin “I-Tapu işlemleri” başlıklı bölümünün (20) numaralı fıkrasının (a) bendine paragraf eklenerek Bakanlar Kurulu’na, tapu harcı oranını, gayrimenkullerin türleri, gayrimenkul sertifikası karşılığı edinimi, sınıfları, büyüklükleri, bulunduğu yer ve vergi değerleri itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere, bir katına kadar artırmaya, onda birine kadar indirme konusunda yetki verilmiştir.

Kanun’un 7. Maddesine göre, Çalışma veya oturma izni alarak 6 aydan daha fazla yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları ile yabancılara konut ve işyeri satışına KDV istisnası getirilmiştir.

Buna göre; Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinin birinci fıkrasına eklenen “i” bendi ile bedeli döviz olarak Türkiye’ye getirilmek kaydıyla, konut veya iş yeri olarak inşa edilen binaların ilk tesliminde uygulanmak ve Gelir Vergisi Kanunu’nun Mükellefler başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının 2 numaralı bendinde belirtilen, resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye'de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları hariç olmak üzere;

  1. Çalışma veya oturma izni alarak 6 aydan daha fazla yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarına,
  2. Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişilere,
  3. Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de olmayan ve bir iş yeri ya da daimi temsilci vasıtasıyla Türkiye’de kazanç elde etmeyen kurumlara 

yapılan konut veya iş yeri teslimlerinde KDV’den istisna uygulanacaktır. 

Öte yandan, öngörülen şartları taşımadığı hâlde istisnanın uygulandığının tespit edilmesi hâlinde zamanında tahsil edilmeyen vergi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden mükellef ile birlikte alıcı müteselsilen sorumlu tutulacaktır. 

İstisna kapsamında teslim alınan konut veya iş yerinin bir yıl içerisinde satılması hâlinde zamanında ödenmeyen verginin, 6183 sayılı Kanunun 48. maddesine göre hesaplanan tecil faiziyle birlikte tapu işleminden önce elden çıkaran tarafından ödenmesi şarttır.

 

Kanun’un 9. Maddesine göre, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenen “Esnaf Ahilik Sandığı“ başlıklı ek 6. Madde ile; 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi (Bağkur) kapsamında hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların, ekonomik olarak zor duruma düşmeleri nedeniyle işyerini kapatmaları veya iflas etmeleri durumunda oluşacak gelir kayıplarını telafi etmek üzere 1/1/2018 tarihinden itibaren Esnaf Ahilik Sandığı kurulacaktır.

 

Sayıştay tarafından denetlenecek olan sandığın gelirleri, Esnaf Ahilik Sandığı primlerinden, bu primlerin değerlendirilmesinden elde edilen kazanç ve iratlardan, sandığın açık vermesi durumunda devletçe sağlanacak katkılardan, sigortalılardan alınacak ceza, gecikme zammı ve faizlerden, diğer gelir ve kazançlar ile bağışlardan oluşacaktır.

Sandık, damga vergisi hariç her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.

5510 sayılı Kanunun 50. maddesi kapsamındaki isteğe bağlı sigortalılar, jokey ve antrenörler, köy ve mahalle muhtarları ile tarımsal faaliyette bulunanlar hariç olmak üzere; 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar Esnaf Ahilik Sandığı kapsamında Esnaf Ahilik Sandığı sigortalısı sayılır.

Esnaf Ahilik Sandığı sigortası zorunludur.Bu madde kapsamına giren ve hâlen faaliyette olanlar bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, faaliyetine daha sonra başlayanlar ise başladıkları tarihten itibaren Esnaf Ahilik Sandığı sigortalısı olurlar.

Esnaf Ahilik Sandığı sigortasının gerektirdiği ödemeleri, hizmet ve yönetim giderlerini karşılamak üzere, Esnaf Ahilik Sandığı sigortalıları ve Devlet, Esnaf Ahilik Sandığı primi öder

Esnaf Ahilik Sandığı primi sigortalının 5510 sayılı Kanunun 80.i ve 82. maddelerinde belirtilen prime esas günlük kazançlarından, %2 sigortalı ve %1 Devlet payı olarak alınır. Ancak alınacak günlük prim tutarı, prime esas günlük kazanç alt sınırının iki katı üzerinden hesaplanacak tutardan fazla olamaz. 

Herhangi bir nedenle sigortalılık durumunun sona ermesi hâlinde, o ana kadar sigortalıdan kesilen Esnaf Ahilik Sandığı primleri ile Devlet payı iade edilmez. Esnaf Ahilik Sandığına sigortalılarca ödenen primler, kazancın tespitinde gider olarak kabul edilir.

Kanun’un 16. Maddesine göre, 5510 sayılı Kanuna eklenen ek 13. Madde ile genel sağlık sigortası prim borçları yeniden yapılandırılmaktadır.

 

Buna göre; Türkiye’de ikamet eden Türk vatandaşlarının Türk soylu olmakla birlikte yurt dışında ikamet eden ana, baba, eş ve çocukları ile çalışma izni muafiyeti kapsamında olan yabancıların ana, baba, eş ve çocukları, talep etmeleri halinde, talep tarihini takip eden günden itibaren ikamet şartı aranmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılacaktır. Bu şarttan yararlanabilmek için kişilerin prim ve prime ilişkin hiçbir borcunun bulunmaması şartı aranacaktır.

 

Bu Kanunun; 4. maddesi 01.01.2018 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere yayımı tarihinde, 7. maddesi 01.04.2017 tarihinden itibaren uygulanmak üzere yayımı tarihinde, 9., 12. ve 13. maddeleri 01.01.2018 tarihinde, 14., 15.,16., 17. ve 20. maddeleri 01.04.2017 tarihinde, diğer maddeleri ise yayımı tarihinde (01.08.2017), yürürlüğe girer.

 

Söz konusu kanuna ulaşmak için tıklayınız.

 

Saygılarımızla.

 

Esas Bağımsız Denetim S. M. Mali Müşavirlik A. Ş.

 

"Güven, Kontrole Mani Değildir."Bize Ulaşın

Teklif Al

Vergi Takvimi